Gast Geschrieben 20. November 2009 Teilen Geschrieben 20. November 2009 Ciddi deðiþimler yaþanýyor… Ýnsanlar, hayvanlar, çevremiz, ülke yönetimleri, saðlýk sistemi, bölgesel ve kýtalar arasý örgütler, etnik ayrýþmalar ve güç dengeleri bu deðiþimden etkileniyor… Etkilenmeyen canlý cansýz kimse kalmayacak gibi görünen bu süreçte ayný zamanda her konuda ciddi bir kafa karýþýklýðý da yaþanýyor… Ölesiye, öldüresiye amansýz bir kriz ve kafa karýþýklýðý bu… Açýklayayým da kafanýz berraklaþsýn… Ayný zamanda kendinizi sýnayýn lütfen… Artýk insanlar bir birlerine güvenmiyorlar… Ticari hayatta dürüstlüðe neredeyse hiç yer kalmadý. Ýnsanlar hak ettiklerinden çok daha fazlasýný istiyorlar… Kanaat uzak diyarlarda gizemli ve kayýp ülkelerin bir deðeri olarak hatýralarda kaldý…Siyasette kalitenin düþtüðü belirgin bir þekilde kendisini göstermeye baþladý. Ülkeyi yönetmeye talip olanlar, kendilerini yönetemediklerini parlamentodaki kavgalarýyla ispatlamaya çalýþýyorlar ve adeta bizi ele güne rezil ediyorlar… Akrabalarýn bir birlerinden haberleri yok… Anne ve babalarýmýz, hatýrlarý sayýlmaz ve aranýp sorulmaz hale geldiler…Öðretmene ve aile büyüklerine saygý ortadan kalktý…Manevi önderlerimizi kendi içimizde barýndýramaz olduk…Sesleri çok uzak kýtalardan kýsýk bir þekilde duyulabiliyor ancak…Eskiden doktorlar; parmakla gösterilen kutsal mesleðe sahip deðerli insanlarken artýk acil servislerde her gece küfredilen ve dövülen sýradan memurlar haline dönüþtüler… Ülkesini korumak gözetmekle yükümlü kurumlar þimdi onu yýkmakla ve hatta gizli planlar yapýp ülkeyi karýþtýrmakla suçlanýyorlar…Kimse kendi iþine bakmýyor…Her kes diðerlerinin iþine karýþýyor…Doktor siyasetçiyi suçluyor…Siyasetçi esnafý, esnaf memuru…Zincirleme halka sürekli geniþliyor…Zihinsel virüslerimizi sürekli diðerlerine bulaþtýrýyoruz…Temas etmeye hapþýrmaya gerek kalmadan hem de…Herkes kendi iþine baksa ve yetki sýnýrlarý içinde sorumluluklarýyla ilgilense her þey daha güzel olacak…Hepimiz sanki aksaklýklardan ve durumdan vazife çýkaran þarlatanlara dönüþmüþüz… Ýktidara oy vermiþ olanlar muhalefetin her dediðine karþý çýkýyorlar…Muhalefete oy vermiþ olanlar iktidar partisinin her yaptýðýný hatalý buluyorlar…Oysa ki bir þey her zaman tamamen kötü veya iyi deðildir…Ýktidarýn da muhalefetin de doðru ve yanlýþlarý vardýr…Bunu bir türlü kavrayamýyoruz…Hiç birimizin dengesi kalmamýþ anlayacaðýnýz…Baþbakan Bakanýyla ayný þeyi düþünmüyor…Hem de insan saðlýðýný ilgilendiren siyaset üstü çok önemli bir konuda.Dengemiz öyle bozulmuþ, ön yargýlarýmýz o kadar artmýþ ki farklý partileri tutanlarý düþmanýmýz gibi görmeye baþlamýþýz… Saðlýk kuruluþlarý; virüslerin istilasýna uðramýþ insanlar tarafýndan týka basa doldurulmuþlar…Hastalar öyle kalabalýklar ki, bu hengamede hekimin de hastanýn da diðerlerini anlayacak hali kalmamýþ…Hekim hasta bakmaktan usanmýþ ve periþan bir halde, hem zihnen hem de ruhen yorgun, fakat diðer yandan vatandaþ hastalýðýyla uðraþtýðý için haliyle hekimi anlayabilmekten uzak…Caný yanýyor ve hastalýðýna çözüm arýyor… Doktorlar da hasta yoðunluðundan ve karmaþadan sýrada saatlerce bekleyen insanlarýn ruh halini anlayacak durumda deðiller…Birkaç dakikalýk göstermelik muayenelerle iþi geçiþtiriyorlar…Ýnsanlar canlarýnýn derdine düþmüþler, hekimler iþlerinin kendilerini yorduðundan, bunalýma soktuðundan ve aðýr çalýþma koþullarýnda hizmet vermekte olduklarýndan þikayetçiler…Ýki tarafý da dinlediðinizde herkes kendine göre haklý görünüyor…Bizde bir söz var bilirsiniz…Hiçbir dünya ülkesinde böyle bir söz yoktur…’Suç kürk olmuþ giyen bulunmamýþ’ diye…Bu kadar dengesizliðe raðmen hiç birimiz suçlu deðiliz… Ahlaki erozyonumuz ne yazýk ki hat safhaya varmýþ...Manzaraya bir bakýn Allah aþkýna…Bir baba kendi kýzýna tecavüz ediyor, kýzýndan doðan kýza yani torununa cinsel tacizde bulunduðu için hasta olan ve korkan torunu bir saðlýk ocaðý doktoruna þikayetini anlatýnca olay ortaya çýkýyor…Ve maalesef bunu olayýn geçtiði yerde yýllarca hiçbir kimse fark etmiyor…Anlayacaðýnýz kendi kýzýndan doðmuþ çocuðuna sarkýntýlýk edecek kadar aþaðýlýk olmuþuz…Böylesine bir karmaþada yaþamaktan hangi akýllý insan mutlu olabilir…’Yaþasýn delilik’ demek geliyor insanýn içinden…Çünkü bu þartlarda ancak onlar yaþayýp mutlu olabilirler… Pislik her yanýmýza iþlemiþ…Her tarafýmýzdan pis kokular yükseliyor…Kimse yaptýðý iþi adil, temiz, dürüst, þerefli, cesur ve tüm þeffaflýðýyla yapmaya yanaþmýyor…Sorumlu olduðumuz iþlerimize yeteri kadar sahip çýkamýyoruz…Demokratik Açýlým bu süreçte haliyle revaçta olmuyor…Çünkü hepimiz açýlým kelimesine gýcýk kapmýþýz.Yýllarca nemalandýðýmýz terör ekmek kapýmýz olmuþ…Ekmeðimizden haliyle mahrum olmak istemiyoruz…Pisliklerimizi kapatmaya, gizlemeye ve ört bas etmeye alýþmýþýz çünkü…Bilerek bilmeyerek yaptýðýmýz pek çok hatamýz tarafýmýzca kalýn örtülerle gizlenmiþ durumda… Ýnsanýz elbette/kuþkusuz hepimiz hata yapabiliriz…Ýnsanlar hata yaparak geliþirler zaten…Hatalarýmýzla yüzleþtikçe ruhsal tekamülde yükseleceðimizin çoðumuz farkýnda deðiliz…Hatalarýmýzý kabullenme becerisinden yoksunuz…Ýstifa etme ve görevimizi bir baþkasýna devretme erdeminden haberimiz bile yok…Makamlarýmýzýn ve menfaatlerimizin esareti bizleri kör etmiþ…Baþkalarýnýn güçsüzlüðünden, acizliðinden, memurluðundan, esnaflýðýndan, zenginliðinden, güzelliðinden, þan ve þöhretinden, makamýndan, gücünden faydalanmaya çalýþýyoruz. Doðrularýn ortaya çýkmasýndan, mazlumlarýn gülüþlerinden, gündüzün aydýnlýðýndan korkan yarasalar gibi korkuyoruz… Kozlarýmýzý birbirimizle mahkemelerde hukuk ve yasalar önünde paylaþmaktan çekiniyoruz.Sinsi þikayet mektuplarý yazýp adýmýzý saklayarak aslý astarý olmayan suçlama ve karalamalarda bulunmayý tercih ediyoruz…Korkaðýz çünkü…Kendimize olan güvenimiz ve inancýmýz fena halde örselenmiþ…Ruhumuzdaki eksik donanýmý gidermeye tedavi olmaya niyetimiz yok…Ruhumuzun gelgitleri ürkek bir sansar gibi…Çamur atýyoruz sevmediðimiz insanlara tutmayacaðýný bile bile…Bir umudumuz var belki izi kalýr diye...Oysa çamurda tutmayacak, iz de kalmayacak…Adalet mutlaka tecelli edecek… Her þeyi biliyoruz…Aslýnda sadece bildiðimizi iddia ediyoruz…Bir þey bildiðimiz falan da yok…Kapkara cahilleriz…Markalara, servetimize, makamýmýza, akademik kariyerimize, þan ve þöhretimize güveniyoruz…Bu yüzden hesaplarýmýzý gelecek yýllara göre yapýyoruz…Oysa bir þey bilmediðimizi kavradýðýmýzda çok þeyin farkýna varýyor ve bir hiç olduðumuzu anlýyoruz…Bir hiç olduðumuzu anlayamadan tekamül edebileceðimizi kavrayabilmiþ deðiliz.Kafamýz basmýyor ve hesaplarýmýz bir türlü tutmuyor…Kendi hesabýmýzý Yaratýcýnýn hesabýndan üstün görüyoruz… Kendimizin ve soyumuzun deðerli olduðunu zannediyoruz…Oysa ki gerçek üstünlüðün sadece güçlü ve tutarlý Allah korkusuna sahip olmayla mümkün olacaðýný çoðu kere ýskalýyoruz…Allah korkusu ne ki…Onu camilere ve haftalýk ibadet haline dönüþtürdüðümüz ritüellerimize hapsetmiþiz…Heyecan yorgunuyuz.Bu yüzden dünyada savaþlar, ötekileþtirmeler ve haksýzlýklar bitip tükenmek bilmiyor…Kendimizden olanýn da, bizim gibi düþünenin de hata yapacaðý gerçeðini kabullenmek iþimize gelmiyor…Koyu bir tarafgirlik ve baðnazlýk ahtapotun kollarý gibi her yanýmýzý çevirerek kuþatmýþ.Boðuluyoruz.Farkýnda bile deðiliz… Minnacýk bile olsa hayýr ve þerrin hesabýný Yaratýcýya vereceðimizden emin deðiliz…Parlak bir gelecek ve zenginlikten, yüksek makamlar ve hatýrý sayýlýr olmaktan, þan ve þöhretten, kendi iktidarýmýz ve zevklerimizden eminiz…Ama asýl emin olmamýz gereken Ahiret hayatýndan ve iyi bir kul olma bilincinden maalesef bihaber durumdayýz…Geçici ihtiraslarýmýz kalýcý ve asýl emin olmamýz gereken Ahiret hayatýmýzýn önüne geçmiþ durumda…Kibrimizle dimdik ve maðrur, garip gurabayý küçümseyerek yürüyor, dostlarýmýzýn telefonlarýna çýkmaya bile tenezzül etmiyoruz… Domuz gribi deðiliz galiba domuz gibiyiz…Galiba da fazla ama neyse…Domuz gibi kirli ve pis kokuyoruz…Onun gibi arsýz, utanmaz ve halsiyetsiz hale gelmiþ durumdayýz…Üstelik þeklimiz ve biçimimiz son günlerde iyice bozulmuþ…Genetiði deðiþtirilmiþ gýdalar önce karakterimizi bozmuþlar…Yediklerimiz, içtiklerimizden baðýmsýz düþünemez ve davranamaz olmuþuz…Týkýndýkça bozulmuþuz.Bozuldukça týkýnmýþ…Yemek ve çiftleþmekten baþka bir þey düþünemez hale gelmiþiz. Genetiði deðiþtirilmiþ gýdalar ile sadece karakterimizi oluþturan saðlýklý genlerimizi deðiþtirmekle kalmamýþlar hayata bakýþýmýzý doðru yoldan çýkararak topyekun imha etmiþler… Þiþmanlar gücenmesinler lütfen…Çoðumuz domuzlar gibi yað baðlamýþ iyice þiþmanlaþarak duba gibi olmuþuz…Yaðlarýmýzdan kurtulmak için komik ve bir o kadar da korkunç çarelere müracaat etmeye çalýþýyoruz…Bu halimizle bataklýkta çýrpýndýkça batan, bir türlü kendisini kurtaramayan ve timsahlara av olmayý bekleyen yaban hayvanlarýna benziyoruz.Kendi yavrusunu ve pisliðini yiyen domuzlardan maalesef artýk farkýmýz kalmamýþ…Biliyor musunuz? Domuzlarla sadece hastalýklarýmýz uyuþmuyordu.Þimdi virüsler sayesinde o da ortak oldu… Evet bunca sözden sonra artýk ben anladým…Sizde anlayýn ama lütfen üzerinize alýnmayýn…Sizin için deðil kendim için yazdým.Domuz gribi deðiliz…Domuz gibiyiz… Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.