Webmaster Geschrieben 13. November 2009 Teilen Geschrieben 13. November 2009 Vampirlere laf anlatýlabilir mi? Baþtan bellidir: Her 10 Kasým'da, medyanýn tabiriyle, Atatürk'ü 'özlemle' anarýz. Anmak gayet normal tabii... Hiç itirazým yok. Ama iþ "özlem" faslýna geldi mi... Orada durup düþünmek gerek. Neyi özlüyorsun? Niye özlüyorsun? Gündemin güneþten de sýcak konusu, Kürt Sorunu. Örneðin bu konuda Atatürk dönemini özlüyor musun? Valla ben hiç ama hiç özlemiyorum. Sebebini anlatayým mý? *** Liseyi bitirdiðimde sadece 1925'teki Þeyh Sait Ýsyaný'ný biliyordum. O da 'Kürt Ýsyaný'ndan ziyade, yabancý devletlerin kýþkýrtmasýyla harekete geçen 'þeriatçýlarýn isyaný' gibi öðretilmiþti. Yeþil bayraklar filan... Üniversitede sosyoloji okudum ama kimse Kürt Sorunu'ndan söz etmedi. Ne zaman PKK saldýrýlarý baþladý, o vakit iþin rengi deðiþti. Sadece ben deðil, bütün arkadaþlarým allak bullak oldu. Cehaletimizi biraz olsun kýrmak için okumaya baþladýk. Baktýk ki olay bambaþka: Aðrý Ýsyaný var; yýl 1930... Dersim Ýsyaný var; yýl 1937... "Dünyanýn ilk kadýn savaþ pilotu" diye övündüðümüz Sabiha Gökçen'in, kadýn-yaþlýçocuk demeden köylere bomba attýðýný öðrendik mesela. Meðer bunlar büyük isyanlarmýþ. O dönemde, irili ufaklý, toplam 16 isyan meydana gelmiþ. Bunlarý öðrenince, aldý beni bir düþünce. *** Yaþadýðým büyük hayal kýrýklýðýný biraz olsun hayal edin lütfen: Ýlkokuldan beri Atatürk döneminin ne kadar þahane olduðu öðretilmiþ. Okuldaki ders yetmemiþ, bir posta da evde dinlemiþim... Gazete, radyo ve TV'de de ayný þey anlatýlmýþ. Derken Atatürk döneminde, Türkiye'nin neredeyse yarýsýnýn, sürekli savaþ halinde olduðunu öðreniyorum. Ýnanýlýr gibi deðil! Adeta filmlerdeki o ünlü repliðin tam tersi bir durum: "Senin annen bir melek deðildi yavrum." Böylece Atatürk dönemindeki 16 isyanýn ne anlama geldiðini kavrýyorum: Kötü yönetim! Belli iþte: 1938'e kadar Türkiye çok kötü yönetilmiþ. Cumhurbaþkaný Atatürk, Baþbakan Ýnönü ve GK Baþkaný Fevzi Çakmak, Kürt Sorunu'nu 'çözmeye' deðil, 'yok etmeye' çalýþmýþlar. Peki, baþarmýþlar mý? Baþaramadýklarý apaçýk. Bütün bunlarý öðrendikten sonra ben Atatürk'ü nasýl özleyeyim? Onun dönemine nasýl 'Altýn Çað' diyeyim? *** Geldik bugüne... 25 yýldýr süren bir kirli savaþ: 40 bin can gitmiþ. En az 300 milyar dolar harcanmýþ. Sakatlýklar ve manevi kayýplar cabasý... Ama Meclis'ten inanýlmaz baðýrtýlar yükseliyor: CHP 'çözülmesin' diyor. MHP 'çözülmesin' diyor. Çeyrek asýrdýr süren acýlardan hiç mi ders alýnmaz yahu? TSK önderliðindeki 'yok etme' stratejisinin baþarýsýz olduðunu kabullenmek bu kadar mý zor Allah aþkýna? Olmadý iþte. Atatürk döneminde de olmadý, þimdi de olmadý. Bir de barýþçýl çözümü denesek, ne kaybederiz? Fransa ile Almanya yüzyýllarca savaþtý. Birbirlerini doðrayýp durdular. Ýnanýlmaz acýlar çekildi. Ama þimdi Avrupa Birliði'nin baþat ülkeleri olarak iþbirliði yapýyorlar. Komþu olup da birbiriyle kapýþmamýþ kaç devlet, millet ya da halk, grup var þu dünyada? Akan kana bir yerde son vermek gerek. Sadece kan deðil elbette... Öç duygularýný da bastýrmak þart! Bendeki saflýða bakýn ki vampirlere laf anlatmaya çalýþýyorum. Emre Aköz, Sabah, 12.11.2009 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.