Webmaster Posted September 30, 2009 Share Posted September 30, 2009 Said Nursi ve Süleyman Tunahan http://www.risalehaber.com/images/news/61582.jpg Bediüzzaman Said Nursi ve Süleyman Hilmi Tunahan... Süleyman Hilmi Tunahan'ýn yakýn talebelerinden Mehmed Emre Hocaefendi anlatýyor: "Sivrihisar’da vazifeye baþladýðým sýrada ziyaretime gelen Emirdað Müftüsü Mehmet Oral’a iade-i ziyarette bulunmak üzere Emirdað’a gitmiþtim. Bahsi geçen zat beni birkaç gün misafir etti. "Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin bu ilçede bulunduðunu öðrenince Kur’an Kursu öðreticisi Hafýz Ýbrahim ile birlikte Üstad'ý ziyarete gittik. Bu muhterem zatýn ikamet ettiði ev, Kur’an Kursu’nun tam karþýsýndaydý. Sokak kapýsýndan içeri girince elle yazýlmýþ bir kaðýdýn kapýsýnýn arkasýna raptedildiðini gördüm. Ve merak saikasýyla yaklaþýp okudum. "Üstad'ýn ifadesiyle kaleme alýnmýþ bulunan yazýda þöyle deniyordu: "Ben yaþlý ve hasta bir Said’im. Beni ziyaret etmek isteyenler kitaplarýmý okusunlar. Böylece daha çok istifade ederler." "Üstad Hazretlerinin hizmetinde bulunan Zübeyir, bizi görünce aþaðý indi ve maksadýmýzý öðrenince kapýnýn arasýndaki kaðýdý gösterdi. Ben "O yazýyý siz gelmeden önce okudum. Buna raðmen ziyaret etmek istiyorum. Kabul etmezlerse geri gideriz." dedim. Yukarýya gidip geldi ve Üstad'ýn huzuruna kabul edileceðimizi haber verdi, sevindim. "Odadan içeri girdiðimizde Üstad, oturmakta bulunduðu karyolanýn üzerinde iki dizi üzerine gelerek boynuma sarýldý. Ben de elini öpüp oturdum. Said Nursi Hazretleri kendine mahsus þivesiyle; "Müftü deyince yaþlý, ihtiyar bir kimse tasavvur ediyordum. Sen gençmiþsin. Kimde okudun?" dedi. Ben: "Süleyman Efendi hazretlerinde" cevabýný verdim. Bunun üzerine; Üstad, "Ben kendini görmemiþem. Fakat manen tanýrým. Ulema-i su Ýslam dininin þerefini ayak altýna düþürdüler. Fakat o bunu minarenin þerefesi gibi yükseltti. Onu ve talebelerini okuduðum evradýn sevabýna ortak kýlýyorum." dedi. "Pýrýl pýrýl parlayan gözleri, zekasýndaki fevkaladeliði yansýtmaktaydý. Bakýþlarýndaki maveralara uzanan bir ruh hasleti müþahede olunuyordu. Kemalatýný aynelyakin müþahede ederek yarým saat kadar huzurunda bulunduktan sonra duasýný ve müsaadesini talep ederek ayrýldým.” (Mehmed Emre-Hatýralarým.s:55-56-Erhan yay.) Bediüzzaman’ýn talebelerinden Mustafa Sungur þöyle bir hatýra nakletmektedir: "16 Eylül 1959 tarihiydi. Bediüzzaman Hazretleri aniden þiddetli rahatsýz oldu. Bu rahatsýzlýðý üç gün devam etti. Gazete okumadýðýndan ve radyo dinlemediðinden hâl-i âlemden haberi yoktu. Üç gün sonra Ýstanbul’dan Rüþdü Bey isimli talebesi geldi. Onu görünce hemen ahvâl-i âlemden ve Ýstanbul’da ne olup bittiðinden sordu. O da "Üstadým, Süleyman Efendi vefat etti" deyince, Üstad birden kalkarak "Kardeþim, Þeyh Süleyman mý? Þeyh Süleyman mý?" diyerek dikkatle sordu. "Evet üstadým, Þeyh Süleyman" deyince Bediüzzaman þöyle dedi: "Kardeþim ne zaman vefat etti?" Bu soruya verilen cevap bizi daha da hayrete düþürmüþtü. Zira tam vefat ettiði saat Bediüzzaman hastalanmýþ ve bu manevi elemi hissetmiþti. Bediüzzaman, devamla "Kardeþim, Allah rahmet eylesin, Allah rahmet eylesin, mübarek veli bir zattý, mühim hizmetler ifa etti. Allah rahmet eylesin." (Prof.Ahmed Akgündüz-Arþiv belgeleri ýþýðýnda Süleyman Hilmi Tunahan-Osav yay.) Süleyman Hilmi Tunahan'ýn bendelerinden Arif Hikmet Köklü Beyefendi 14.09.2001'de þu enteresan hatýrayý anlatmýþlardýr; "Bazý kimseler Bediüzzaman Said Nursi aleyhinde neþriyatta bulunuyorlardý. Onlarýn tesirinde kalarak Þeyh Süleyman Efendi hazretlerine "Biz Said Nursi'yi nasýl bileceðiz?" diye sordum. "Bediüzzaman hazretleri Türkiye'de en sevdiðim zattýr" dediler. Yanýndan bir zat çýkýyordu, onu kast ederek "Siz gelmeden önce bir zat gelmiþti. Said Nursi hazretlerinin yanýndan gelmiþ ve sohbetinde bulunmuþ. Sohbette bizim bahsimiz olmuþ. Ayaða kalkarak: "Ne kadar sevap kazanmýþsam yarýsýný Þeyh Süleyman efendiye veriyorum" dediðini bize nakletti. Biz de o zata dedik: "Biz de bu güne kadar sevap ve hayýr namýna ne kazandý isek hepsini Said Nursi hazretlerine hediye ediyoruz. Bunu kendisine bildirirsiniz." ...Yine Arif beyin nakline göre Süleyman efendi þöyle buyurmuþ: "Said Nursi'ye makamýný bizzat Resulullah vermiþtir. En yüksek dereceye çýkmýþtýr. Hz. Allah'ýn ilham ettiði þekilde yazacak, onun hizmeti de öyle..." ...Halen Hollanda'da bulunan Abdullah Tekin Hocaefendi de þöyle bir hatýra naklediyor: 'Risale-i Nurlarý okumakla birlikte çeþitli hocaefendilerimizden dersler de alýyorduk. Hacý Süleyman efendiden de uzun zaman ders aldýk. Merhum bizim Nurlarla irtibatýmýzý biliyordu. Bir gün yakýn talebelerine; "Bediüzzaman Hazretlerinin talebeleriyle aranýzda zerre miktar bir ihtilaf çýkarýrsanýz huzur-u ilahide iki elim yakanýzdadýr... Abdullah evladýmýz iki yerden feyiz alýyor. Bediüzzaman hazretleri o vazife ile tavzif edilmiþ, biz de bu vazife ile tavzif edilmiþiz." buyurdu. Risale Haber, 21 Eylül 2009 Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Join the conversation
You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.