Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

Dindarlýðýn en büyük trajedisi

 

Modern entelektüelin en büyük zaafý nedir? Elbette, toplum karþýsýnda kendisini alacaklý hissetmesi.

 

Toplum hep ona borçludur. Her daim. Üstelik niteliklerinden ötürü de deðil, bizatihi varlýðýndan ötürü.

 

Varlýðýyla toplumun seviyesini/kalitesini yükselttiðine inanýr entelektüel; âdeta topluma þeref bahþettiðine... deðer kattýðýna... Bu nedenle de kendisini alacaklý hisseder.

 

Toplumdan yüksek imtiyazlar talep etmesi de iþbu hissiyat sebebiyledir.

 

* * *

 

Ýnsanýn beynini, beyinciðini baðýrsaklarýndan daha kýymetli yapan nedir, ah bir bilebilsem!

 

Hepsi hepsi, etten, kemikten, kýkýrdaktan oluþmuþ, damarlarla, sinirlerle sarmalanmýþ bir iskelet!

 

Tabiat yani. Dört unsurun oluþturduðu bir tabiat!

 

Bir vicdana sahip olduðu tasavvur edilmedikçe bu iskeletin, bizatihi iskelet olmak itibariyle ne kýymeti var?

 

Vicdan, yani insanýn doðal olmayan tek tarafý!

 

Evet, insanýn sýzlayan, sýzlayabilen tek tarafý!

 

Ýnsan müstesna, hiçbir hayvanýn vicdaný sýzlamaz!

 

Hayvanlar bu yönleriyle talihli sayýlýrlar, piþman olacaklarý hatalar yapamazlar çünkü!

 

Suçluluk duyma yetisi olan yegâne hayvan türü biziz! Bir tek insan!

 

* * *

 

Erdemli toplum, her þeyden önce vicdaný olan toplumdur; vicdanýna karþý sorumlu olan... vicdanýnýn sesini bastýrmayan... dahasý, sýzlayabilen bir vicdana mâlik olmayý bir lütuf, bir fazilet addeden toplum...

 

Kitlesi/kütlesi kadar câný da, cânâný da olabilen bir toplum... yani kendine özgü bir ideâli, bir ütopyasý, aklý kadar gönlü, bedeni kadar ruhu, hesabý kadar hayâli de olan bir toplum... kýsacasý, vicdaný olan bir toplum...

 

Modern entelektüel, artýk toplumun vicdanýný temsil etmiyor. Üstelik o vicdandan hissesine düþecek mütevazý payý da elinin tersiyle itip reddediyor. Gerçekte biricik ödülü olarak algýlamasý gereken o sýzlama yetisini, o inleme hassasýný, düþünce ve sanatýn yegâne sermayesi o câným hüznü basit bir ücret karþýlýðýnda satmakla kalmýyor, bu ücreti sýnýfsal duruþunun mükâfatý hâline getirecek sözde ittifaklar inþâ ediyor.

 

Aklýn yanýnda yer alarak. Her daim gücün ve kârýn...

 

Halkýn zaaflarýna hitab eden tiraj ve rayting avcýlarýnýn tüm marifeti bu!

 

Abarttýðýmý düþünenler, bir anlýðýna olsun, bütün o malum þýmarýklýklarýyla gazeteciler taifesini gözlerinin önüne getirebilirler; toplumsal vicdanýn belirtilerini EKG testleriyle anlamaya/kavramaya çalýþan habercileri ve yorumcularý...

 

* * *

 

Seyredenler hatýrlayacaklardýr, Stalker'ýn sonunda, entelektüellerin, ruhlarýndaki en küçük kýpýrtý için dahi bir karþýlýk görmeyi umduklarýna iliþkin nefis bir eleþtiriye yer verir Tarkovski!

 

1980'de bir gazeteci kendisine bu ifadeyi hatýrlattýðýnda ise þöyle der:

 

— “Bugünün dünyasýnda insanlar her þeyin karþýlýðýný almak istiyorlar. Bunun kelimesi kelimesine maddî bir karþýlýk olmasý gerekmiyor. Ahlâklý bir davranýþ gösteren kiþi de 'ahlâklý' olarak tanýnmak istiyor. Modern insanýn bakýþaçýsý bu!”

 

Bu durumun sebebi de, ünlü yönetmene göre, maneviyat yoksunluðu.

 

Dindarlýðýn en büyük trajedisi de bu deðil mi: maneviyat yoksunluðu?

 

Çevrenize baksanýza, herkes yaptýklarýnýn karþýlýðýný hemen almak istiyor. Hemen, yani bu dünyada. Ýlk fýrsatta!

 

Maneviyata, en çok dindarlarýn ihtiyacý var! Çünkü çektikleri meþakkatleri telâfi etmekte sadece mahir deðil, ayný zamanda çok süratliler de.

 

Ahlâklý görünmek ihtiyacýnda olanlar þimdilik bir tek onlar!

 

Olmanýn karþýlýðý görünmek!

 

(Bilenler bilirler, görüntünün olduðu yerde ihlâs olmaz!)

 

* * *

 

Genç þairlerin daha ilk dörtlüklerini yazar yazmaz basýlmasýný istediklerine iþaret eden Tarkovski'nin Picasso ile Kafka arasýnda kurduðu karþýtlýk hakikaten ürkütücüdür.

 

“Picasso” der;

 

— “Bir çizim yapar, imzasýný atar, o iþi yüklü bir paraya satar, sonra bu parayý Fransýz Komünist Partisi'ne verirdi. Muhteþem! Ama bana öyle geliyor ki bunun sanatla ilgisi yok!”

 

Peki Kafka?

 

Tesbit fevkalade yerindedir:

 

— “Daha önceleriyse, sanatçý, Kafka gibi, romanlarýný yazar ve ölür; dostuna ve vasiyetini yerine getirecek olan kiþiye de bütün çalýþmalarýný yakmasý için bir not býrakýrdý. Kafka kendi devrine hazýr olmayan bir insandý.”

 

* * *

 

Ey tâlib, meydaný, olmadan görünenlere býrakmalýyýz, gücü ehl-i siyasete, kârý ise ehl-i ticarete...

 

Demek ki öncelikli vazifemiz, görünmeden olmak! Ancak Tebrizli Þems'in þu uyarýsýný aklýmýzdan çýkarmamak kaydýyla:

 

— “Vicdanýyla meþgul olan kiþi Kur'an'ý ezberinde tutamaz!”

 

 

Dücane Cündioðlu, Yeni Safak, 19.09.2009

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dein Kommentar

Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.

Gast
Auf dieses Thema antworten...

×   Du hast formatierten Text eingefügt.   Formatierung jetzt entfernen

  Nur 75 Emojis sind erlaubt.

×   Dein Link wurde automatisch eingebettet.   Einbetten rückgängig machen und als Link darstellen

×   Dein vorheriger Inhalt wurde wiederhergestellt.   Editor leeren

×   Du kannst Bilder nicht direkt einfügen. Lade Bilder hoch oder lade sie von einer URL.

×
×
  • Neu erstellen...