seneullah Posted August 24, 2009 Share Posted August 24, 2009 Zaman, tüm yaratýlýþý anlamlandýran bir özge yaratýlýþtýr. Bu nedenle Kur'an'ýn, üzerine en çok yemin ettiði þey, zaman kesitleridir. Zaman üzerine bunca yemin edilmesinin nedeni, insan için “hayat” demeye gelen zamana bir dikkat çekiþtir; bedelsiz elde edildiði için önemi gözden kaçan zamana. Ama bu yeminlerin bundan daha önemli bir mesajý var: zamaný þahit tutmak. “Ve'l-'asr” demek “Zaman þahit olup dile gelsin” demektir. Sen ey zamana maruz kalan insan, zaman senin þahidindir unutma. Sabah dile gelecek, akþam dile gelecek, gece dile gelecek, gündüz dile gelecek, öðle dile gelecek, þafak dile gelecek, gün dile gelecek, ay dile gelecek ve Ramazan dile gelecek Ramazan þahit olup dile gelirse neler söyleyecek? Kimileri için “O beni tuttu, fakat ben onu tutmadým Ya Rabbi” diyecek. Kimileri için “O beni tuttu, ben de onu tuttum Ya Rabbi!” diye þahit olacak. Daha baþkalarý için “Ne o beni tuttu, ne ben onu tuttum” diyecek. Biz bunlardan hangisine gireceðiz. Ramazan bizim hakkýmýzda Rabbine neler diyecek? Zamanýn bazý kesitlerini vahiy öne çýkarýr. Bunlarýn en baþýnda Kadir Gecesi gelir ki, Kur'an'a göre “bin aydan hayýrlý'dýr.” Kadir gecesi ise, bu kutsallýðýný, Kur'an'ýn inmeye baþladýðý gece oluþundan alýr. Bu gecenin Ramazan ayý içerisinde yer alan gecelerden biri olduðunu da, biz, yine Kur'an'dan öðreniyoruz. Þu halde, Ramazan orucu, bir anlamda, Kur'an'ýn doðum günü/gecesi içerisinde yer aldýðý için, tamamýný oruç tutarak kutladýðýmýz Ramazan yine geldi; Peki, Ramazan'ýn sebeb-i hikmeti olan Kur'an da geldi mi? Ramazan'ý idrak eden her mü'min, bu soruyu kendisine sormalý. Hayatýnda Kur'an'ýn ne kadar yer aldýðýna bakmalý. Doðum gününü âlâyý vâlâ ile kutladýðý nur topu 'çocuðun', kendisine ne olduðunu sormalý. Kur'an'sýz bir Ramazan orucu tutmanýn; çocuðu öldürüp, doðum gününü kutlamak, gibi bir þey olduðunu düþünmeli... “Ey Ramazan!” demeli; gelirken aþksýzlýktan çöle dönmüþ yüreklerimize, Kur'an'ýn rahmet bulutlarýný da getir ki, uyuyan idraklerimiz, Kur'an'ýn saðaltýcý soluðuyla uyansýn. Özlemeyen, sýzlamayan, inlemeyen, yanmayan yüreklerimiz özlesin, sýzlasýn, inlesin ve yansýn. Ve insan, içine doðru yapacaðý yolculukta gönlünün çeperlerine tutunarak kapasitesinin sýnýrlarýna dayansýn. Bütün bunlarýn gerçekleþebilmesi için, Ramazan'ýn festivalleþmesinin ve “diyet ayý”na dönüþtürülmesinin önüne geçmek gerekir. Ramazan'ý festivalleþtirenler, Ramazan Bayramý'ný da “Þeker Bayramý”na dönüþtüreceklerdir. Oysa ki Ramazan “bedence küçülüp, ruhca büyüme”nin talim edildiði bir zaman dilimidir. Ramazan bir ruh beslenmesidir ki, Bu ayda insanýn hayvani tarafý, nefsi, iç güdüleri, þehveti, tutkusu ve dünyevileþme hýrsý geriye çekilip insani tarafý öne geçer. Ramazan yýllýk ruh bakýmýdýr. Oruç insanda, yüreðe doðru bir yolculuk gerçekleþtirmenin aracýdýr. Yüreðe, yani insanýn kendi özüne. Eðer, yolculuðunu sürdürmeyi göze alýrsa, orada karþýlaþacaðý, yine kendisi; En doðal, en maskesiz, en yalýn haliyle özbenliði olacaktýr. Ýnsan, bu yolculuðun sonunda, kendisiyle buluþacak, biliþecek, tanýþacak ve barýþacaktýr; Yani 'silm'e (barýþ), teslimiyete ve selamete (Kurtuluþ) ulaþacaktýr. Kendisiyle barýþýk olan, hiç kuþkunuz olmasýn, Hakikat'le barýþýk olur. Kendisiyle kavgalý olan ise, baþta Allah olmak üzere, hakikatle, doðayla, insanlýkla kavgalý olur. Ýçinden geçtiðimiz þu netameli ve kaygan zaman diliminde hepimiz,sahte ve sentetik gündemlerin bombardýmaný altýnda kendimizi kaybediyoruz. Ýþte fýrsat; Ramazan! Sahici ve ilahi gündem. Dahasý Ramazan þahidimiz. Kim istemez; “Ramazan þahit olsun ki ben onu o da beni tuttu!” demeyi? Mustafa Islamoglu, Yeni Safak, 23.08.2009) Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Join the conversation
You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.