Webmaster Geschrieben 26. Juli 2009 Teilen Geschrieben 26. Juli 2009 Önden gidenler, takip edenler ve Ahmet Hakan Ahmet Hakan bugün bunun ne anlama geldiðini anlamayabilir ama gidip bir de babasýnýn yüreðiyle meselelere baksýn, bakalým ayný þeyleri söyleyecek mi? Ahmet Hakan, eski bir imam hatipli olarak, bu okullarýn iþlevlerinin sona erdiðini, o yüzden de bu okullarda okuyanlarýn önünün açýlmasýna gerek kalmadýðýný söyledi… Doðrudur! Bu okullar muhteþem bir dönüþümü baþardý. Bundan sonra olamasalar da olurdu. Çünkü bu okullarý bitirenler, -kendisi de dâhil- her biri, bulunduklarý alanda, bir diþi kurt olup, þu milleti, içine hapsedilmiþ olan saklý bir Ergenekon’dan dýþarýya çýkardýlar. Halil Ýnalcýk hocaya göre Mustafa Kemal’in ‘mutlak Batýlýlaþma’ kararý almasý, Avrupa’nýn sürekli meydan okumasýna ‘dur!’ demek içindi. (bknz. Tarihçilerin Kutbu, “Halil Ýnalcýk Kitabý, Söyleþi Emine Çaykara, Ýþ Bankasý Kültür Yayýnlarý, sh,121). Mustafa Kemal; kör siyaseti ve stratejiden mahrum, harîs bir baþka Mustafa’nýn (Merzifonlu) ihtiraslarýyla, Osmanlý’nýn -dolayýsýyla Türk milletinin- içine yuvarlandýðý çöküþü ve geri çekiliþi durdurmak için bu kararý almýþ! Mamafih, gerçekten de, mevcut imkân ve donanýmýyla Osmanlý’nýn, bilimde ve teknolojide büyük bir sýçrama kaydetmiþ Batý karþýsýnda dayanacak gücü kalmamýþtý. Ýþte cumhuriyeti kuranlar, bunu bildikleri için, zahiren baþka türlü davranmakla birlikte, Türk milletini, “Batý Kulübü”ne yerleþtirmekten baþka çare bulamadýlar. Buraya kadar yapýlanlarý anlamak mümkün! Ama bu hacaletli durumu, bize büyük bir muzafferiyet olarak dikte etmeleri, onlarýn niyetlerinin de farklý olduðunu millete gösterdi. O yüzden aklý baþýnda herkes, yapýlanlarý aksül amel ile karþýladý. Çünkü Cumhuriyet idarecileri ve siyasiler, uzun bir müddet, o kulüpte ‘peþtamalcýlýk’ yapmamýz, medeniyet ve ilericilik diye bize okuttular. Belki gerçekten de Mustafa Kemal’in amacý bu deðildi; kendi ayaklarý üstünde duracak güce ulaþýncaya kadar Türk milletine bir nefes aldýrmaktý. Fakat onun takipçileri bu idrakten yoksun olduklarýndan milleti resmen, Batýya peþkeþ çektiler. 600 yýl boyunca o topraklarda hükümran olmuþ bir milletin evlatlarýna gösterdikleri ufuk, Batýnýn kapýsýnda uþaklýk ve sonra da –iþçi göndermek ayaðý altýnda- Batýya hizmetkârlýk oldu. Onlar bizi aþaðýlayýp ittikçe, biz yanaþtýk. Diplomatlarýmýz, onlarýn masasýnda oturup bizi azarladýlar. Ýþte benim ‘Saklý Ergenekon’ dediðim bu! Bu hal elbette ‘millî/manevi’ hassasiyeti olanlarý yüreðinden yaraladý. Baþta Dr. Rýza Nur, Necip Fazýl, Kadir Mýsýroðlu gibi millet sevdalýlarý, böylesi bir siyasetle içine sokulmak istendiðimiz durumun, bir uþaklýk, bir saklý müstemlekecilik olduðunu bize aktarmaya çalýþtýlar ama sürgünlerden, hapislerden fýrsat bulamadýlar. Sonunda, iþte o malum okullar açýldý. Bu okullarda okuyanlar þu insanlara kulak vermeye baþladýlar. Ezberlere kanmadýlar. Cumhuriyet elitlerinin çocuklarýný bu okullara göndermesi düþünülemezdi elbette! Bu okullar, onlarýn fasa fiso dediði millet evlatlarýnýn, okumalarýna zemin hazýrladý. Benim babam, -siz kýnayýn veya kýnamayýn, haklý olarak- ‘gâvur olmayayým’ diye beni liseye göndermedi. Ne zaman ki, dinî bilgilerin de verildiði bir okulun varlýðýndan haberdar oldu, o gün kalkýp Gaziantep’e gitti. Ve ayný gün kaydýmý yaptýrdý. Oðluna, kendisinin dinine, imanýna küfretmeden tahsil yaptýracaðý bir okul bulabildiði için adeta ayaklarý yere basmýyordu. Ahmet Hakan bugün bunun ne anlama geldiðini anlamayabilir ama gidip bir de babasýnýn yüreðiyle meselelere baksýn, bakalým ayný þeyleri söyleyecek mi? O tarihe kadar, bu milletin çocuklarýna ilkokulda, lisede öðretilen, Atatürk’e tapmaktý! (Bknz. Age, s.26) Millet ise evladýnýn Allah’a tapmasýný istiyordu. Evet, Mustafa Kemal milleti büyük bir badireden kurtarmýþtý ama bu onun tanrý katýna çýkarýlmasý için gerekçe olamazdý. Ama Cumhuriyet idarecileri, Cumhuriyetin okullarýný bu hale getirmiþlerdi! Tek satýr din ve iman öðretilmiyordu. Bütün millî ve hamasî günlerde, hep o “altýn saçlý, mavi gözlü ilah”a neþideler söyleniyordu. Ýþte Ýmam Hatip Okullarý, imanî noktadan, böyle boðucu bir dönemden sonra alýnmýþ temiz bir soluk oldu. Evet, bu okullar, Ahmet Hakan’ýn gýpta ettiði –ta o zamanlarda belliymiþ nerede karar kýlacaðý- düz liseler gibi donanýmlý deðildi. Evet, öðrencilerinin tamamý, yazlarý köyüne gidip karasaban tutan, bað belleyen, harman döven, kara yaðýz, benizleri soluk, ceplerinde keyfi kullanabilecekleri tek kuruþlarý bulunmayan çocuklardý. Ama onlar “milletin efendisi”nin evlatlarýydý. Utangaç, biraz ürkek ama asil ve vakurdular. Okumayý, kendileri ve daha da çok, kýt kanat geçinen ailelerine katkýda bulunmak için istiyorlardý. Hýrslýydýlar ve önde gidenleri yakalamak için çok çalýþmalarý gerekiyordu. Öyle de yaptýlar. Hýrsla, gayreti azýk, edebi ve hayâyý katýk ettiler. Çoðaldýlar… ‘Sen giremezsin’ dedikleri yerlere girdiler, ‘sen varamazsýn’ dedikleri menzilleri tutular, ‘sen baþaramazsýn’ dedikleri iþleri baþardýlar. Ama asla, geldikleri yeri unutmadýlar. Annelerinin iffetini, babalarýnýn tokluðunu, milletin edebini de beraberlerinde taþýdýlar. Ve bir gün sistemin efendileri, birden bire fark ettiler ki, köþe baþlarý, Batý uþaklýðýný reddeden, milletinin vakarýný her þeyin üstünde tutan þu millet evlatlarýnýn eline geçmiþ. Ýþte bu, hazmedilemezdi! Batýlý efendilerine izah edilemez bir durumdu! Hatýrlarsanýz Baþbakan Davos’ta ‘one minute’ restini çektiðinde bizim eski diplomatlarýmýz korkudan … edeceklerdi! Çünkü onlara öðretilmiþ olan, uþaklýktý! Bunlarsa onu reddediyorlardý. O yüzden hemen önünü kestiler, adeta kapattýlar. Þimdi yeniden bu okullarýn önünün açýlmasý gündeme geldi. Hâlbuki bin yýl açýlmayacaktý o okullar! Bu gösteriyor ki, o okullarda okuyanlarýn düzenleyip yola koyduðu kervan yürüyor. Eh kervan yürürken birileri de yapmasý gerekeni yapacak… Ben de Ahmet Hakan gibi, bu okullarýn misyonunu tamamladýðýna inananlardaným… Cumhurbaþkaný ve Baþbakan o okullardan mezun! Sistemi evirmeyi, rejimi millete hizmet edecek hale getirmeyi baþardýlar. Þimdi, Batý tarafýndan içine düþürüldüðümüz Saklý Ergenekon’dan bizi çýkarmaya çalýþýyorlar. Artýk bu millet ýþýðý görmüþtür. Çünkü çelikten daðlarý aþtý, bu okullarda yetiþen öncüler sayesinde! Ezelden beri hür yaþamýþ þu milletin, kendisine vurulmuþ çýlgýn zincirleri bir bir kýrdýðýný; kükremiþ sel gibi bendeleri aþarak, daðlarý yýrtarak, enginlerden istikbalin yüksek saraylarýna doðru taþtýðýný görüyoruz… Millet bin yýl o Ergenekon’da tutmak için darbe düzenleyenler ise þimdi Adalet önünde! Bu iktidar da sadece bu hizmetiyle, yani bu okullarýn önün yeniden açmasýyla anýlsa hakkýdýr. Ve tabii sivilin askerî mahkemelerde yargýlanmasýna mani olmak da öyle! Ahmet Hakan yükünü tutmuþ, ilerlemiþ, ötekilerin nimeti kursaðýna girdiði için bu okullara artýk tenezzül etmez duruma gelmiþ olabilir. Ama Anadolu’da hala bu okullara girmek için bekleyen milyonlar var. Onlar da o okullarýn tezgâhlarýnda yetiþerek, týpký onun gibi belki o tarafta bile mevki tutabilecek ve evc-i alaya doðru uçup gidecekler. Selam önden gidenlere ve selam onlarýn ardýndan hakkýn izini sürüp gidenlere… Mehmet Ali BULUT, Haber 7, 26.07.2009 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.