Webmaster Geschrieben 22. Februar 2009 Teilen Geschrieben 22. Februar 2009 BÝRLÝKTE YAÞAMAK MECBURÝYETÝNDEYÝZ; AMA ‘HAKSIZLIK KARÞISINDA SUSAN DÝLSÝZ ÞEYTAN GÝBÝDÝR’ (Ahmed Akgündüz) Ýnsanlýk Ailesinin Fertleri Olarak Zulme Karþý Sesimizi Yükseltmeliyiz · Müslümanlar olarak Tarih Boyunca Yahudilere asla fena muamelede bulunmadýk · Zulüm devam etmez, fakat küfür devam edebilir · Radikalizmin ve Terörizmin Gerçek Kaynaklarý 1. Ýnsanlýk Ailesinin Fertleri Olarak Zulme Karþý Sesimizi Yükseltmeliyiz Ýslamiyet bütün insanlýða karþý þöyle seslenmektedir: ‘Haksýzlýk karþýsýnda susan dilsiz þeytan gibidir.’ Ve Kur’an insanlýða þu hakikatý tavsiye eylemektedir: ‘164. Ýçlerinden bir topluluk: "Allah'ýn helâk edeceði yahut þiddetli bir þekilde azap edeceði bir kavme ne diye öðüt veriyorsunuz?" dedi. (Öðüt verenler) dediler ki: Rabbinize mazeret beyan edelim diye bir de sakýnýrlar ümidiyle (öðüt veriyoruz). 165. Onlar kendilerine yapýlan uyarýlarý unutunca, biz de kötülükten men edenleri kurtardýk, zulmedenleri de yapmakta olduklarý kötülüklerden ötürü þiddetli bir azap ile yakaladýk.’ (Kur’an, 7:164-165) Ýþte bu sebeple Müslüman bilim adamlarý olarak Gazze’de devam eden Müslüman Filistinlilerin katliamýna seyirci kalamazdýk. Ben de Ýslamiyet gibi inanýyorum ki, bütün insanlýk bir aile gibidir. Allah’ýn kullarý ve Adem’in torunlarý olma noktasýnda ortak bir zemine sahibiz. Bu sebepledir ki. Hz. Peygamber 140.000 sahabenin huzurunda þu hakikatý berrak bir þekilde açýklamýþtýr: Ey insanlar! Allah’ýnýz birdir ve ilk babanýz Adem de tektir. Hepiniz Adem’den gelmektesiniz ve Adem de topraktan yaratýlmýþtýr. Birinizin diðeri üzerinde ayrýcalýðý yoktur; sadece takva yani güzel ameller yapma üstünlüðü mevzubahistir.’ Bu sebepler biz Müslümanlar, ýrk, din veya renk zemininde ayrýmcýlýk yapamayýz. Kimse Müslümanlarýn anti-semitism yaptýðýný da iddia edemez. Biz Siyonizm’e karþýyýz ve zulme karþýyýz. Gazze’deki bu trajediye olan bizim ilk tepkimiz þudur: Barýþ ve hoþgörü dini olan Ýslam, insan hayatýný en kýymetli varlýk olarak kabul eder; ma’sum insanlara karþý yapýlan tecavüz ve hücumlarý büyük günahlar arasýnda sayar. Nitekim bahsini ettiðimiz Kur’an ayeti bunu haykýrmaktadýr: ‘Kim bir baþka caný öldürmek veya yeryüzünde anarþi çýkarmak gibi bir suçu bulunmadan haksýz yere bir cana kýyarsa, bütün insanlýðý öldürmüþ gibi olur. Kim bir canýnýn kurtuluþuna vesile olursa, bütün insanlýðý ihya etmiþ gibi olur. Bizim peygamberlerimiz, onlara çok açýk deliller getirdiler. Ancak bütün bunlardan sonra insanlardan çoðu yine yeryüzünde aþýrýya gitmiþ ve zulm etmiþlerdir.’ (Kur’an, 5: 32). Gerçek þu ki, Müslüman ölüme deðil sadece hayata hizmet eder. Gelin Hz. peygamber’in þu hadisi üzerinde iyice düþünelim: “Hz. Resûl (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Allah’ýn sýnýrlarýnda duran ile bu sýnýrlarý aþan insanýn durumlarý þuna benziyor: Bir grup insan aralarýnda kur’a çekerek gemiye bindiler. Kur’a sonunda bir kýsmý üst kata, bir kýsmý da alt kata düþtü. Geminin alt katýnda bulunanlar su almak istediklerinde üsttekilerin yanýndan geçerlerdi. Dediler ki: Biz payýmýza düþen yerden bir delik açsak, üstümüzdekileri de rahatsýz etmemiþ oluruz. Eðer üst kattakiler, alttakileri yapmak istedikleri ile baþbaþa býraksalar hep birlikte mahvolurlar. Eðer ellerinden tutup onlarý engelleseler hem kendileri, hem de onlar hep birden kurtulmuþ olurlar.” Ey Dünya Ailesinin Üyeleri! Siz ve biz böyle kamil insan manasýna hak kazanan bir þahs-ý maneviyi temsil ediyoruz. Bizler, bir fabrikanýn çarklarý gibiyiz. Ýnsanlarý bir araya getirmek mecburiyetindeyiz; yoksa dünya fabrikasý tamamen kapanýr ve insanlýk alt üst olur. 2. Müslümanlar olarak Tarih Boyunca Yahudilere asla fena muamelede bulunmadýk Ecdadýmýzýn “þer’-i þerif“ dediði Ýslâm hukukuna göre, Müslümanlarla sulh yapan ve Ýslâm Devleti'nin hâkimiyetini kabul eden gayr-i müslimlere “zimmî“ adý verilir. Renk, dil ve ýrk farký gözetilmeksizin hepsine ayný þekilde ve “þer’-i þerif” ne diyorsa öyle muamele yapýlýr. Yahudiler de bu hükümlere tabi idi. Bilindiði gibi, XV. asýrda Avrupa'da kölelik, insanlar arasýnda ayýrým ve nihâyet bunlarýn neticesi olarak engizisyon mahkemelerinin zâlim kararlarý kýrýla gidiyordu. Avrupalýlar, kendi aralarýnda kanlý çatýþmalara girdikleri gibi, Hýristiyan olmayan milletlere karþý da tam bir savaþ ilan etmiþlerdi. Katoliklerin Protestanlara ve Protestanlarýn Katoliklere hayat hakký tanýmadýðý Hýristiyan Avrupa'da elbette ki Yahudilere de hayat hakký tanýmayacaklar idi. Nitekim tanýmadýlar da. Ýslâm tarihçilerinin Endülüs ve Avrupalýlarýn da Ýspanya dedikleri yarým adada Endülüs Emevilerinin kurduklarý Ýslâm Medeniyeti sayesinde tam bir hürriyet içinde ve emân altýnda yaþayan diðer din mensuplarý arasýnda Yahudiler de vardý. Yahudiler de zimmî sayýlýyor ve Ýslâm Ülkesi olan Endülüs’te huzur içinde yaþýyorlardý. Ne zaman ki, Endülüs’te bulunan Müslüman devlet 1492 tarihinde yýkýldý ve yerine tamamen Roma zihniyetine hâkim Hýristiyan kuvvetler hâkim oldu; o zaman Hýristiyanlýk dýþýndaki din mensuplarý büyük bir zulme maruz kalmaya baþladýlar. Yahudiler de bu zulümden paylarýný aldýlar ve hatta vatanlarý olan Ýspanya'dan sürülmeye baþlandýlar. Yahudi olsalar da aslýnda o dönemde mazlum durumuna düþen Yahudilere bir Müslüman devlet olan Osmanlý Devleti kucak açtý. Bunu yapan da II. Bâyezid idi. Kemal Reis komutasýndaki Osmanlý donanmasý, katliama maruz kalan Yahudi ve Müslümanlarý, gemilerle taþýyarak daha emin bölgelere ve özellikle de Yahudileri Osmanlý ülkesine getiriyorlardý. Çünkü Gýrnata 1492 yýlýnda düþünce, hem Müslümanlar ve hem de Yahudiler, büyük zulümlere maruz kalmýþlardý. Ýþte bu þer`î hükme dayanan Osmanlý Padiþahlarýndan II. Bâyezid, 1492 senesi ilkbaharýnda Ýspanya'dan tardedilen Yahudileri, zimmet akdinin hükümlerine uymak þartýyla Osmanlý Ülkesinin belirli yerlerine ve özellikle de þu anda Yunanistan'da bulunan Selanik, Edirne, Aðriboz'a baðlý Livâdiye ve Týrhala çevresine yerleþtirmiþti (Akgündüz, Ottoman Legal Codes, v. III, pp. 393; v. VI, p. 637 et seq.; Taboos Collapse, I-II, Istanbul 1996-97, v. II, pp. 118- 133; Zeydan, Abdulkerim, Ahkam al-Dhimmiyyin wa'l-Musta'manin, Baghdad 1963, p. 22 et seq.) Kim Osmanlý Devleti veya baþka bir Müslüman tarafýndan bir Yahudi ferdinin öldürüldüðünü veya malýnýn gasp edildiðini isbt edebilir? Tarihçiler þahittir ki, Avrupalýlar 15ci asýrda Yahudileri katledip sürgün ederken Osmanlý devleti onlara kucak açtýðý gibi, Hitler ve ordusu Yahudilere katliam uygularken de Türkiye Cumhuriyeti Prof. Hýrsch dahil nice Yahudi bilim adamlarýna kucak açmýþtý. 3. Zulüm devam etmez, fakat küfür devam edebilir Þu gerçeði unutmamalýyýz ki, ‘Zulüm devam etmez, fakat küfür devam edebilir’. Hz. Peygamber þöyle talimat vermektedir: Zulüm iþlemekten þiddetle sakýnýnýz; zira zulüm haþir gününde büyük bir karanlýktýr.’ (Ýmam Müslim). Bir hadis-i kudside ise Yüce Allah þöyle buyurmaktadýr: ‘Bu dünyada ve ahrette zalimden zulmünün intikamýný ben alacaðým. Ayrýca bir mazluma zulm edildiðini gördüðü ve o zulmü engellemeye muktedire olduðu halde yardým etmeyenden de intikamýmý alacaðým.’ (Tabarani). Fakat ‘11. Onlara: Yeryüzünde fesat çýkarmayýn, denildiði zaman, "Biz ancak ýslah edicileriz" derler. 12. Þunu bilin ki, onlar bozguncularýn ta kendileridir, lâkin anlamazlar. ‘ (Al-Baqarah 2:11-12). ‘Nasýl ki küçük kabahatleri iþleyenlerin, nahiyelerde cezalarý verilir. Büyük kabahatleri de büyük mahkemelere gönderilir. Öyle de: Ehl-i îmanýn ve has dostlarýn hükmen küçük hatalarý, çabuk onlarý temizlemek için kýsmen dünyada ve sür’aten verilir. Ehl-i dalâletin cinâyetleri, o kadar büyüktür ki: Kýsacýk hayat-ý dünyeviyeye cezalarý sýðýþmadýðýndan, muktezâ-yý adalet olarak Âlem-i bekadaki Mahkeme-i Kübrâya havale edildiði için, ekseriyetle burada cezaya çarpýlmýyorlar.’ (Bedýuzzaman, Lem’alar, 10. Lem’a). Yukarýdaki hakikatlerden açýkça görülmektedir ki, Ýslamiyet’in ve gerçek Müslümanlarýn zulümle asla alakasý olmamalýdýr. Dünya medyasý tarafýndan meselenin tersine gösterilmesi esef vericidir. Din namýna zulüm iþleyenler ile hakiki Müslümanlar ayrýlmalýdýrlar. Biz Müslüman bilim adamlarý olarak Birleþmiþ Milletler, bazý Amerikan ve Avrupalý kurumlarýn diyalog, uyum ve demokrasi gibi güzel kelimelerine güvenmiyoruz; zira bunlarý söylemeye devam ettikleri halde açýkça zulümler karþýsýndaki suskunluklarýný sürdürüyorlar. 4. Radikalizmin ve Terörizmin Gerçek Kaynaklarý 1. Sýrplar binlerce Müslüman kadýna Bosna’da tecavüz eyledi ve inlerce masumu katl etti; Kuzey Ýrlanda terör faaliyetleri hala Avrupa’nýn hatýralarýnda yaþýyor; Afrika ve Güney Amerika’da terör kol geziyor; ama hala Avrupalý ve Amerikalýlarýn dilinde ve elinde sadece Ýslami terör yaftasý var. Filistin’de binlerce masum çocuklar ve kadýnlar tanklarla ve savaþ uçaklarýyla katl ediliyorlar. Amerika Irak’ta iki milyon Müslüman katletti. Bütün bunlardan sonra soruyoruz, kimdir terörün kaynaklarý? Kararý siz verin. 2. Maalesef þer bir öteki þerri doðuruyor. Bazan iki taraf da mevcut uluslar arasý kurallarý ve mukaddes deðerlerin sýnýrlarýný aþýyorlar. Bir taraf masum halký tanklarla ve savaþ uçaklarýyla öldürüyor ve diðer taraf da Ýslama aykýrý da olsa intihar saldýrýlarý yapýyor. Eðer bir taraf Camileri, Birleþmiþ Milletler binalarýný ve yardým konvoylarýný bombalýyorsa, radikalizmin kaynaðý kimdir? Kararý siz verin. 3. Batý ve Amerika kendine destek olmadý halinde diktatörleri bile destekliyor ve bunun adý demokrasi oluyor. Ama dinine baðlý Müslümanlar demokrasi yoluyla ve meþru seçim ile iktidara gelirlerse onlar terörist oluyorlar. Allah için nedir þu demokrasi? Kararý siz verin. Biz prensip olarak Müslümanlarýn bu tür anarþik olaylara girmesine de þiddetle karþýyýz Ýslamiyet masum ve korumasýz insanlarýn öldürülmesine asla müsaade etmez Þayet, bu tür katliamlar, taraflý basýnýn ve haber kaynaklarýnýn iddia ettikleri gibi, bazý Müslüman fertlerden sadýr olursa, Ýslam namýna ve din namýna bu zalim insanlarý suçlu ve günahkâr ilan ederiz Zulm edenlerin, din, ýrk ve cinsiyet farký gözetilmeksizin mutlaka caydýrýcý bir ceza ile cezalandýrýlmasý gerektiðini de önemle belirtmek isteriz Bu hadiseler karþýsýnda, devletler ve fertler olarak þu hakikati unutmamalýyýz: Siz bir gemide veya bir evde bulunsanýz, sizinle beraber dokuz masum ile beraber bir cani olsa, bu gemiyi batýrmaya veya o haneyi yakmaya çalýþan bir adamýn ne derece zulm ettiðini tahmin edersiniz Onun zalimliðini bütün aleme iþittirecek derecede baðýracaksýnýz Hatta, bir tek masum ve onun yanýnda dokuz cani de olsa, yine o gemi ve ev, hiç bir adalet kanunuyla batýrýlamaz ve yakýlamaz Ayný þey bu hadiseler için de geçerlidir Biz bu kanlý ve vicdansýz eylemleri kýnarken, benzerlerini yapmanýn da daha tehlikeli olduðunu hatýrlatmak istiyoruz Bütün insanlarý bir araya getirmeye ve Allah’dan huzur ve saadet istemeye gayret edelim. Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Fatih.I. Geschrieben 22. Februar 2009 Teilen Geschrieben 22. Februar 2009 Masaallah, Ahmed Akgündüz hocamiz yine cok güzel üslubu ile siddetin Islama ne kadar aykiri oldugunu, baris ve hosgörününde israrla Islamin temellerinden oldugunu dile getirmis ve asil gercekten kim siddet ve zulüm yaptiginida kaynaklari verek ortaya koymus, Allah kendisinden razi olsun. Bu makale nerde yayinlandi? Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Webmaster Geschrieben 23. Februar 2009 Autor Teilen Geschrieben 23. Februar 2009 Hayir hic bir yerde yayimlanmadi. Bu Akgündüz hocanin gecen bir konferansdaki konusmasi. Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.