Webmaster Geschrieben 11. Februar 2009 Teilen Geschrieben 11. Februar 2009 Bilimadamý uyardý: Almanya’da Müslümanlar ötekileþtiriliyor Müslümanlarla ilgili gerek Alman siyasetinin, gerekse polisinin bir dizi farklý stratejiler oluþturduklarýný anlatan Prof. Kaschuba, örneðin þark görünümlü Almanlarýn dahi havaalanlarýnda sýký denetimlerden geçtiklerini, kendilerine þüphe ile yaklaþýldýðýný hatýrlattý. Berlin Humboldt Üniversitesi (HU) öðretim görevlisi ve Avrupa Etnoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Wolfgang Kaschuba, Almanya’da farklý köken, kültür ve dine mensup kiþilerin ‘ötekileþtirilmeleri’ suretiyle ‘problemli gruplar’ kavramý üretildiðinin altýný çizerek, “Sorunlu grubun Müslümanlar olduðu yönünde yeni bir fenomen ile karþý karþýyayýz. Ülkede yaþayan Müslümanlar, ‘tehdit, çatýþma, terör’ kavramlarý iþaret edilerek genel zan altýna alýnýyorlar ve mevcut kavramlar üzerinden tanýmlanýyorlar. Müslümanlarý hedef alan tanýmlamalar muhafazakar kesim tarafýndan dile getiriliyor.” dedi. Müslümanlarla ilgili gerek Alman siyasetinin, gerekse polisinin bir dizi farklý stratejiler oluþturduklarýný anlatan Prof. Kaschuba, örneðin þark görünümlü Almanlarýn dahi havaalanlarýnda sýký denetimlerden geçtiklerini, kendilerine þüphe ile yaklaþýldýðýný hatýrlattý. Müslümanlara yönelik hafýzalarda mevcut olan önyargý ve kliþelerin Avrupa’da yaygýn olduðu tespitinde bulunan Kaschuba, bu konuda devralýnan tarihi mirasýn kökünün eski yüzyýllara dayandýðýnýn ise altýný çizdi. Berlin Kültürlerarasý Diyalog Forumu Derneði’nin (FID) düzenlediði toplantýda bir sunum yapan Wolfgang Kaschuba, “Ne zamanki Müslümanlar, baþta ibadethanelerinin açýlmasý gibi, toplumda görünür hale geliyorlar, birden hemen akabinde karþýlarýna meþruiyetini Ýslam karþýtlýðýndan alan dini ve toplumsal gruplar ‘Hýristiyan batý kültürümüzü muhafaza etmeliyiz, Avrupa deðerleri savunulmalýdýr’ sloganlarý ile ortaya çýkýyorlar.” açýklamasýnda bulundu. Alman medyasýnda yer alan ‘göçmen resminden’ de yakýnan Kaschuba, Müslümanlarý kastederek belli gruplara yönelik yaklaþýmlarda önyargýlarla beslenen negatif düþüncelerin belirleyici olduðunu kaydetti. Almanya’da, yabancýnýn ‘ötekileþtirilmesinin’ tarihi arka planý hakkýnda çarpýcý tespitlerde bulunan Kaschuba, bunu 7 maddede toparlayarak özetle þunlarý aktardý: “18. Yüzyýlýn 2. yarýsýnda feodal yapýda olan ve siyasi açýdan daðýnýk bir imparatorluðun ‘yabancý’ ülkeler ile savaþmak suretiyle olumsuz tecrübeleri oldu. En baþta Fransýzlar ile düþmanlýk tecrübesi. O dönem ‘ötekine’ reaksiyon olarak Alman dili, kültürü ve kimliði üst kimlik olarak geliþtirildi. Muhafazakarlarýn, ‘Alman olunmaz, doðulur’ sözü o dönemden kalma. Bismarck’ýn baþkanlýðýndaki sosyal devlet ise 1871’den 1933’e kadar Alman toplumunda ‘kuvvetli bir birlik ve dayanýþma’ anlayýþý geliþtirdi. Üst ulus kimlik ve kültürü hat safhada ele alýndý. O dönem Alman milli marþlarý okunurken ‘tüylerin diken diken olduðu’ dönem olarak anýlýr. Irka dayalý aþýrý muhafazakarlýk güçlü bir fenomendi. 1933-1945 arasýndaki Nazi diktatörlüðü ve Yahudilerin ‘içte yabancý madde’ olarak tanýmlanarak düþman ilan edilip katledilmeleri ise bilinmektedir. Daha sonra ise 1960’lý yýllarda Almanya’ya misafir iþçi olarak gelen yabancýlar. 1955 ila 73 arasýnda toplam 14 milyon yabancý yaþýyordu Almanya’da. Bunlarýn 10-11 milyonu ülkelerine geri döndü, geriye kalan sayý ise 2 ila 3 milyon civarýndaydý.” Göçmenlerle ilgili sorunlarýn sürekli biçimde etnik kökene dayandýrýlmasýnda Almanya’nýn yabancýlar ile yaþadýðý tarihi tecrübelerine dayandýðýný savunan Kaschuba, çoðulculuðun önemli bir kazanç olarak görülmesi ile ilgili bir kültürün oluþmasý gerektiðini söyleyerek ekledi: “Farklýlýklara saygý duymamýz gerekiyor.” Zaman, 09.02.2009 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.