Adem Posted January 31, 2009 Share Posted January 31, 2009 Ýþte özürün altýnda yatan gerçekTürkiye, Ýsrail'siz yapar ama Ýsrail, Türkiye'siz yapamaz! Ýþte nedeni... Ýsrail Türkiye'siz yapamaz... Doðrusunu isterseniz Baþbakan Tayyip Erdoðan'ýn Davos'ta yaptýðý konuþmayý duyunca nasýlda heyecanlandýðýmý anlatmaya kalksam buna kelimeler yetmez! Þimon Peres'in küstahça, sesini yükselterek, Ýsrail'in Gazze'de yaptýðý katliamý överek sürdürdüðü konuþmasýna verilen cevap kelimenin tam anlamýyla "Tam yerine geldi manzara koyduk" tarzýndaydý. Gözlemim o ki, Tayyip Bey'in Ýsrail'e posta koymasý Türk Milleti'nin içindeki, büyük devlet olma, etkin devlet olma, imparatorluk varisi olma duygularýný ateþliyor. Bu konuþma Ýsrail kurulduðundan beri Türk milletinin hiç duymadýðý bir sert çýkýþý ifade ediyor. Bu yüzden olacak millet, Davos dönüþü, hem de gece yarýsýnda Baþbakan'ý karþýlamak için yollara döküldü. Binlerce Ýstanbullu gece yarýsý saat 3'e kadar Baþbakan'ý karþýlamak için havaalanýnda bekledi. O saatte, trafiðin en sakin olduðu bir saatte E-5 karayolu týkalýydý. Türk bayraklarý ile Filistin bayraklarýný yan yana dalgalandýrýyordu vatandaþlar. Pankartlardaki "Dünya böyle lider görmedi", "Baþbakanýn kralý, Kasýmpaþalý", "Sana helal olsun Kasýmpaþalý" gibi sözler halkýn Ýsrail Cumhurbaþkaný'na atýlan Osmanlý Tokatýndan dolayý coþkusunu, memnuniyetini yansýtýyordu. Herkes birbirine "Ýþte Türkiye Cumhuriyeti Baþbakaný böyle olmalý" diyordu. Gerektiðinde yumruðunu masaya vuracak... Dik durmasý gerektiðinde dik duracak... Zalimin karþýsýnda mazlumun yanýnda olacak... Peki, Tayyip Bey'in o konuþmasýndan bir Osmanlý ruhu çýkar mý? Bunu önümüzdeki dönemde göreceðiz. Ancak bu noktada þunu söyleyebiliriz: Türkiye Baþbakaný'nýn ilk defa masaya yumruðunu hem de çok sert bir biçimde vurmasý Türkiye dýþýnda özellikle Ortadoðu'da Müslüman halklar arasýnda büyük dalgalanmalara yol açtý. Arap dünyasýnýn Ýsrail Devleti kurulduðundan bu yana sürekli kýrýlan gururu ilk defa Erdoðan'ýn Davos'ta yaptýðý çýkýþla tamir oldu. Arap halklarý memnun oldu, bu kesin de, Tayyip Erdoðan'ýn bu çýkýþý Ýsrail'den sonra en çok Diktatör Arap Liderlerin canýný sýkmýþtýr. Ýslam devleti adý altýnda Müslüman halklarý çok ciddi baský rejimleri ile yöneten diktatörler halklarýn bu coþkusu ve heyecaný karþýsýnda direnme yeteneðini zamanla yitirmeye baþlayacaktýr. Ýsrail de eskisi kadar saldýrgan olamayacaktýr. Gelelim Türkiye ile Ýsrail'in iliþkilerinin gerginleþmesinin Türkiye'nin ABD'deki Yahudi lobilerinin desteðini kaybedeceðine yol açacaðý yorumlarýna... Dýþiþleri Bakaný Ali Babacan önceki gün ne demiþti; "Türkiye'nin desteði olmadan Ýsrail'in bölgedeki varlýðý da çok kolay olmayacaktýr." Gerek baþbakan gerek Türk Dýþiþleri ne yaptýðýnýn farkýndalar. Baþbakan öyle Kasýmpaþalý ruhuyla, kýzgýnlýkla hareket etmedi. Teatral bir gösteri yapmadý. Türkiye'yi yönetenler Türkiye'nin sýradan bir ülke olmadýðýný fark etmiþ ve öyle davranmaya baþlamýþlardýr. Zaten Ýsrailli yetkililerin "Türkiye ile iliþkilerimiz sürecek" þeklinde "özür" babýndaki açýklamalarý da bunu gösteriyor. Türkiye Ýsrail'siz yapar ama Ýsrail Türkiye'siz yapamaz! Nuh GÖNÜLTAÞ - Bugün Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Guest Posted February 1, 2009 Share Posted February 1, 2009 Davos'ta Ýsrail Cumhurbaþkaný Þimon Peres ve panel moderatörüne gösterdiði tavýrla dünya gündemine oturan Baþbakan Tayyip Erdoðan, Amerikan Washington Post gazetesine önemli açýklamalar yaptý. Lally Weymouth'un sorularýný cevaplayan Erdoðan, Gazze'deki katliamdan Hamas'a, Ýsrail Baþbakaný Ehud Olmert ile yaptýðý görüþmeden Yahudilerin tepkisine kadar pek çok konuda deðerlendirmelerde bulundu. Kendisinin anti-semitik veya Yahudi halkýna karþý gibi gösterilmeye çalýþýldýðýna dikkat çekerken, tepkisini þu sözlerle dile getirdi: "Söylediðimiz her þey, þu anki Ýsrail hükümetineydi, Yahudilere deðil. Yahudilere karþý bir þey yapmak isteyen herkes karþýsýnda beni bulur." Anti-semitizmi bir insanlýk suçu olarak gördüðünü anlatan Erdoðan, 'bazý Amerikalý Yahudilerin kendisine bozulduðunun' hatýrlatýlmasý üzerine, "Ben de onlara çok bozuldum. Ülkemde yaþayan Yahudilerden baþlarsak, onlar benim Yahudilere karþý tutumumun örneðidirler." dedi. Baþbakan, gazeteci Weymouth'un, "Son zamanlarda Türkiye'de anti-semitik iþaretler görüyorum. Ýsrail Konsolosluðu kuþatýldý." görüþüne de karþý çýktý. Bunlarýn bireysel giriþimler ve demokratik gösteriler olduðuna iþaret ederken, benzer eylemlerin Amerika'da hatta Ýsrail'de yapýldýðýnýn altýný çizdi. Erdoðan, "Ýsrail ile iliþkiniz sona erdi mi?" sorusunu, "Ciddi bir iliþkimiz var. Ama Ýsrail hükümeti kendisini kontrol etmeli. Bu konuyu önümüzdeki seçimler için istismar etmemeli." þeklinde cevapladý. "Bundan sonra Türkiye için bir rol görüyor musunuz?" sorusuna ise þu karþýlýðý verdi: "Türk askerinin Gazze'de barýþ gücünün bir parçasý olmasý tamamen imkansýz. Belki sadece gözlemci olarak. Güvenlik gücü göndermemiz bizim için büyük bir hata olabilir." Erdoðan, Gazze'deki katliama karþý tepkisine Ýsrail'in ambargo koyamayacaðýný ise, "Ama elbette (Ýsrail Baþbakaný Ehud) Olmert'ten de konuþmalarýmý yazmasýný istemeyeceðim." sözleriyle dile getirdi. Ankara'da Olmert ile Suriye-Ýsrail dolaylý müzakerelerinin 5. turunu yaptýklarý 23 Aralýk gecesi uzlaþmaya çok yaklaþtýklarýný anlattý. Filistinli gruplarýn elinde bulunan esir Ýsrail askerinin serbest býrakýlmasý karþýlýðýnda Ýsrail'de tutuklu Filistinli parlamenterlerin salýverilmesini talep ettiklerini aktardý. Olmert'in Ýsrail'e dönerken, "Geri döner dönmez arkadaþlarýma danýþacaðým ve size geri döneceðim" dediðini, onun cevabýný beklerken 27 Aralýk'ta Gazze'ye bombalar düþmeye baþladýðýný kaydetti. Erdoðan, Ýsrail'in, Gazze'den fýrlatýlan roketleri gerekçe göstererek saldýrýlara baþladýðýný hatýrlatarak, "Haziran 2008'deki ateþkesten bu yana Ýsrail'de hiçbir kayýp olmamýþtý. Olmert'e bu füzelerin neticesinde kaç kiþinin öldüðünü sordum. 27 Aralýk'tan bu yana bin 300 ölü, bin yaralý var. Ne altyapý ne bina kaldý, her þey zarar gördü. Gazze tamamen enkaz halinde. Tamamen kapalý, abluka altýnda. Birleþmiþ Milletler Güvenlik Konseyi bir karar alýyor ve Ýsrail kararý tanýmadýðýný açýklýyor. Hamas iyi bir kuruluþtur ve yanlýþ yapmamýþtýr demiyorum. Hatalar yaptýlar. Ama ben nihai sonucu deðerlendiriyorum." ifadelerini kullandý. Erdoðan, "Ýran'ýn bir kolu olan Hamas ile neden bu kadar yakýn iliþkiye sahipsiniz?" sorusuna ise tepki gösterdi. "Öncelikle Hamas, Ýran'ýn bir kolu deðil." diyen Baþbakan Erdoðan, Hamas'ýn seçimlerle iþbaþýna geldiðini belirterek þunlarý söyledi: "Dünya, Filistin halkýnýn siyasi iradesine saygý göstermedi. Bir yandan demokrasiyi savunuyoruz ve Ortadoðu'da demokrasiyi korumak için elimizden gelenin en iyisini yapýyoruz; ama diðer yandan seçim sandýðýnýn sonucuna saygý göstermiyoruz. Filistin bugün açýk bir hapishanedir. Hamas, ne kadar çabaladýysa bu durumu deðiþtirmedi. Bir düþünün; bir ülkenin meclis baþkanýný, bazý bakanlarýný ve milletvekillerini hapse atacaksýnýz, sonra da onlarýn itaatkar bir þekilde oturmalarýný bekleyeceksiniz?" Baþbakan Erdoðan, son olarak ABD'nin yeni Baþkaný Barack Obama'dan Filistin-Ýsrail sorunu konusunda adil olmasýný talep etti. Tepki Ýsrail halkýna deðil, hükümete Baþbakan Erdoðan'ýn Davos'taki çýkýþý ABD'de de gündem oldu. Newsweek dergisinin editörü ünlü gazeteci Fareed Zakaria, Erdoðan'ýn, Ýsrail yetkililerini hedef aldýðýný, tepkisinin Ýsrail halkýna olmadýðýný kaydetti. Zakaria, Erdoðan'ýn Davos'u terk etmesinin nedenini, Gazze sorununa baþýndan beri yaklaþýmýnýn bir göstergesi olarak deðerlendirerek, "Þimon Peres ileri gitti. Erdoðan da kendisine verilen kýsa zamana tepki gösterdi." diye konuþtu. Washington, Cihan Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Webmaster Posted March 25, 2013 Share Posted March 25, 2013 Peres yıllar sonra 'One minute' için bakın ne dedi? İsrail'den gelen Mavi Marmara özrü bütün dünyada yankılandı... Özrün ardından açıklama yapan Netanyahu'dan sonra Şimon Peres de konuştu.... Hürriyet Gazetesi'nden Cansu Çamlıbel'e röportaj veren İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres özür için şunları söyledi; DOSTLUĞA 1000 NEDEN SAYARIM Geçen cuma tam Türkiye’nin bütün ilgisi kendi Kürt meselesiyle ilgili önemli gelişmelerin üzerindeyken sürpriz Beyaz Saray’dan geldi. Hep son aşamada kapısından dönülen o özrün perde arkasında ne var? Aslında çoktandır gündemdeydi. Sanıyorum iki ülke de bir şekilde bu yanlış anlamayı bitirmek ve eski iyi ilişkilere dönmek istedi. Türkiye Müslüman dünyada İsrail’i ilk tanıyan devlettir. İlişkilerin tarihi çok daha gerilere gider. Türkler, 15. yüzyıldan itibaren Yahudilere koruma ve barınma imkânı sağlamıştır. Türkiye ile İsrail’in dost olması için 1000 tane neden sayabilirim. Tarihsel ve coğrafi yakınlıklar var. Türkiye Müslüman dünya içinde modern ve bilimsel olabilen de ilk ülkedir. Türkiye’nin son dönemde teknolojiye bu kadar önem vermesini takdirle karşılıyorum. Bilim küreselleşmeyi getirmiştir. Küreselleşme ise ırkçılığı reddeder, dinler arasında farkları da reddeder. Bütün bunlara bakınca beraber çalışmak için çok neden olduğu ortada. HATIRLAMAK YERİNE TERCİHİM, DÜŞÜNMEK İki ülkenin iyi ilişkilere sahip olması için 1000 tane neden sayabileceğinizi söylediniz. Madem öyle o nedenler son 3 yıldır neredeydi? Yeterince yaşlıyım. Geçmişe dönecek zamanım yok. Geçmişi dikkate almamanın basit bir nedeni var; geçmiş ölüdür ve onu değiştiremezsiniz. Eğer öğrenmeye ve araştırmaya vaktim varsa bunu gelecek için kullanmak isterim. Bu söyledikleriniz 2009 yılında Davos’ta Başbakan Erdoğan ile yaşadığınız meşhur ‘one-minute’ gerilimini de unuttuğunuz, geçmişte bıraktığınız anlamına mı geliyor? Geçmiş geçmiştir ve geçmişi değiştiremezsiniz. O günden hatrınızda kalan nedir? Ben vaktimi geleceğe bakarak geçiyorum. Çoğumuz düşünmek yerine hatırlamayı tercih eder. Bense hatırlamak yerine düşünmeyi tercih ediyorum. Bunlarla zaman kaybetmek için bir neden göremiyorum. Bana ait olan anılarım var ancak bugün artık geleceğe doğru yol alalım. Biliyoruz ki ilişkilerin yeniden tesis edilmesinin, yakınlaşmanın çeşitli aşamaları olacak. Bu söyledikleriniz bugün Başbakan Erdoğan ile karşılaşırsanız, bu sizin için tamamen yeni bir sayfa olacak anlamına mı geliyor? Mesele yakınlaşma meselesi değildir. Ondan çok daha fazlasıdır. Unutmayın ki bizler çocuklarımızın geleceği için yolu açmak durumundayız. Ortadoğu açlığın, terörün, kan banyosunun ve pek çok sorunun beşiği. Türkiye de, İsrail de Ortadoğu’nun özgürce yaşanabilir bir coğrafya olması için çabalamalı. Geçmişe dair hatıralarım var elbette ama onları kendi zihnimin bir köşesinde saklarım. Hürriyet gazetesi, 25.03.2013 Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Join the conversation
You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.