Jump to content
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Recommended Posts

Ýlk günden beri insanlýðýn tarihine þiddet perspektifinden baktýðýmýzda karþýmýza çýkan manzara acý ama þudur; kan seylaplar halinde sürekli akmýþ ve akýtýlmýþtýr. Akan insan kanýdýr, akýtan da insandýr.

 

Ýnsanoðlu kâinata bir mehd-i uhuvvet (kardeþlik beþiði) nazarýyla bakýp en azýndan "insan olma" ortak paydasýnda birleþtiði hemcinsleriyle, her türlü farklýlýklarý, tartýþmaya, anlaþmazlýða, kavgaya, savaþa vesile olan bütün sebepleri bir kenara itip dünyada cennetnümûn bir hayat içinde yaþayamazlar mýydý? Bu sorunun keskin iki tane cevabý var; ideal olarak evet, realite olarak hayýr.

 

Evet, çünkü hayale sýnýr yok. Kurgu filmleri aþan hayal âlemi içine dalýp soruda zikredilenden çok daha öte bir hayat tasavvur edebilirsiniz. Hayýr; çünkü böylesi bir hayat tasavvur edilmiþ bile olsa hiçbir zaman gerçekleþmemiþ. Hatta insanlýða bu hedefi talim etmek için gelmiþ peygamberler döneminde dahi gerçekleþmemiþ. Peygamberler vazifelerini yapmamýþlar mý? Baþarýlý olmamýþlar mý? Haþa ve kella! Onlar Kur'an'ýn ifadesiyle üzerlerine düþen teblið vazifesini yapmýþlar ama Ýlahi vahye, peygamber öðretisine muhatap olanlar fýtratýný aþamamýþ. Böylece dün, bugün yaþadýðýmýz ve büyük ihtimal yarýn da yaþayacaðýmýz manzaranýn hem sebebi hem de sonucu olmuþlar. Hiç kimse burada durup Allah'ýn rahmet ve merhametini ithama kalkmasýn. Çünkü "Allah insanlara zulmetmez, fakat insanlar (yapýp ettikleri ile) kendi nefislerine zulmederler." Onun için dedik, insanoðlu mevcut tablonun hem sebebi hem de sonucudur diye.

 

Pekala belli baþlý sebepleri nedir bunlarýn? Niye insanoðlu böyle bir sürecin içine giriyor? Çok þeyler söylenebilir. Her þeyden önce, ontolojik manada kendi üstünlüðüne inanan ve ötekini insan dahi kabul etmeyen dinî inancýn özellikle bugün dünyada yaþanan ciðersûz hadiselerde birinci dereceden rol oynadýðý muhakkaktýr. Kendi kimlik tanýmýný düþmanlýk konsepti üzerine kuran, yani dinî inançlarý ön plana çýkartýp ayný deðerleri yaratýlýþtan paylaþmayana düþman nazarýyla bakan, ötekileri kendilerine hizmet için yaratýlmýþ varlýk olarak kabullenen zihniyetten bahsediyoruz. Elbette böyle bir zihniyetin ötekileþtirdiði insanlarla uzlaþý içinde yaþamasý düþünülemez. Kendi menfaatlerinin haleldâr olduðu her yerde, düþmanýný öldürmek bu zihniyete göre tabii bir haktýr. Daha öte, yerine getirilmediðinde "neden?" diye sorgulanacaklarý bir vazifedir, vecibedir.

 

Nitekim bugün Filistin'de cereyan eden ve insanlýðýn vicdanýný kanatan vahþet manzaralarýnýn tahakkuku, bahsini ettiðimiz türden bir dinî inançla ancak açýklanabilir. Uluslararasý hukukî ve siyasî anlaþmalar bir kenara, kullandýklarý orantýsýz güçle, savunmasýz çoluk çocuk, kadýn-erkek sivil halk üzerine yaðdýrdýðý ölüm bombalarý ile evrensel insanî deðerleri de alt-üst edenler ihtimal ki böylesi bir inançla motive oluyor ve yine böylesi bir inançla vicdanlarýný tatmin ediyorlardýr. Tabii burada vicdanlarý varsa itirazý yöneltilebilir!!!

 

Halbuki dinî deðerlerini orijiniyle muhafaza etmeyip kendi dünyevi menfaatleri istikametinde yorumlayarak baþkalaþtýranlar, baþkalaþmaya mahkumdur. Mutlak anlamda dinin varoluþ felsefesine aykýrý, Ýlahi irade tarafýndan gönderiliþ gayesine muhalif yorumlar ve tutumlar, son tahlilde sözü edilen dinin de, o dinin mensuplarýnýn da aleyhinedir. Gücün ve kuvvetin sarhoþu, menfaat ve çýkarýn meftunu, yarýný ve yarýnlarýný düþünemeyecek derecede yaþadýðý günün âþýðý olanlar, aslýnda kendi elleriyle kendi sonlarýný hazýrlamaktadýr. Dünyevi akýbetleri için de böyledir, uhrevi halleri için de böyledir.

 

Bir diðer sebep; böyle düþünmediði, inanmadýðý, kabullenmediði halde politik ve ekonomik çýkarlarý vesilesiyle bu zihniyete kol kanat geren güçlü þahýs, kurum ve devletlerin varlýðýdýr. Sükûtlarý onay olarak algýlanýr bunlarýn. Böyle bir destekçiye/destekçilere sahip olanlar, sýrtlarýný onlara dayar ve hal böyle devam ettiði müddetçe zulümlerine zulüm katarak kendi bildikleri yolda ilerlerler.

 

Pekala sonuç ne olacak? Zalim zulmüyle, mazlum âhýyla mý yaþayacak? Vahþet manzaralarý karþýsýnda vicdanlarý tir tir titreyen insanlar, hiç mi bir þey yapmayacak bu kötü gidiþatý durdurmak için. Elbette hayýr. Yapacak ve yapmalarý gerek. Her þeyden önce ilk yapýlacak þey hiç þüphesiz diplomatik münasebetlerle akan kanýn hemen, mümkün deðilse en kýsa sürede akmasýný durdurmak olacak. Devlet adamlarýna bu konuda düþen görev izahtan vareste. Baþarýlý olunduðu takdirde kýsa vadede ve kýsa vadeli bir çözüm bu.

 

Ama asýl önemli olan uzun vadeli ve kalýcý çözümler üretebilmek. Burada sözü Hocaefendi'ye verelim isterseniz. Diyor ki Hocaefendi: "Dünya problemi insanoðlu ile tanýdý; öyleyse problem insanoðlu ile çözülür. Evet; insanla baþlayan problem insanla çözülür. Ýnsanda baþlayan problem insanda çözülür." Bunun manasý açýk, bugün siyasî, ekonomik, ahlakî, kültürel, dinî hangi sahada olursa olsun çözüm bekleyen her türlü problemin tek bir çözüm kaynaðý vardýr; insan. Ýnsanda bir zihniyet deðiþim ve dönüþümü yapmadýktan sonra, onu insaniyet mertebesine ulaþtýrýp vicdanýna, kalbine, ruhuna hitap etmedikten sonra sistem adýna yapýlacak her türlü atýlým, siyasî ve askerî alanda yapýlacak her türlü anlaþma bir gün kenara atýlmaya mahkumdur.

 

Belki uzun zaman alacak; belki nesilleri yiyip yutacak bu yol. Fakat unutulmamalý, kalýcý, istikbal vadedici tek çözüm yolu bu; suretâ insan olarak yaratýlmýþ varlýðý, siretâ insan yapmak, insanlýk seviyesine çýkartmak. Aksi halde insanoðlu daha nice kan seylaplarýnýn sebebi, sonucu ve þahidi olmaya mahkumdur.

 

 

10 Ocak 2009, Cumartesi

Ahmet kurucan, Zaman

Link to comment
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Create New...