Guest Posted November 19, 2008 Share Posted November 19, 2008 Mutsuz insanlar televizyon karþýsýnda daha çok zaman harcarken, mutlu olan insanlar ise kitap okuyor ve çeþitli aktivitelere katýlýyor Maryland Üniversitesi'nden sosyologlar tarafýndan yapýlan yeni araþtýrmaya göre, mutsuz insanlarýn daha çok televizyon izlediði, kendilerini mutlu olarak tanýmlayanlarýn ise kitap okumaya ve sosyalleþmeye daha fazla zaman ayýrdýklarý çýktý. Social Indicators Research dergisinin Aralýk sayýsýnda yer alacak araþtýrmada, Maryland Üniversitesi'nden sosyolog John P. Robinson, "Televizyonun uzun vadede insanlarý tatmin etmediði görülüyor. Çünkü daha pasif ve özellikle ekonomi gibi can sýkýcý haberler olduðunda insanlara kaçýþ saðlýyor" dedi. Daha fazla vakti olan insanlarýn televizyon karþýsýnda geçirdiði saatlerin arttýðýný söyledi. Bu ekstra zamanýn bir kýsmýnýn uykuya harcandýðýný belirten Robinson, "Çalýþma ve TV izleme saatleri arttýðý gibi, uyku saatleri de artýyor. Uyku iþten çýkarýlma ya da çalýþma saatlerini azaltmada ikinci büyük nedendir" dedi. Araþtýrmada gerçekleþtirilen Genel Sosyal Anket'e göre, araþtýrmacýlar kendini mutlu olarak tanýmlayan insanlarýn sosyal aktivitelere daha çok zaman ayýrdýklarý, dini törenlere daha fazla katýldýklarýný, daha çok oy verdiklerini ve daha fazla gazete okuduklarýný buldular. Buna karþýn, mutsuz insanlar boþ zamanlarýnýn çoðunda fazla televizyon izliyor. Araþtýrma bulgularýna göre, mutsuz insanlar tahminen mutlu insanlara göre yüzde 20 daha fazla TV izliyor. Robinson ve Martin, televizyon izlemenin kolay olduðunu, izleyicilerin bir yere gitmek, giyinmek, arkadaþ bulmak, plan yapmak, enerji harcama zorunda olmadýðýný ya da izlemek için para harcamadýklarýný ve iþ yapmadýklarýný söylüyor. Araþtýrmacýlar, bu avantajlarýn hepsini bir araya getirince niçin Amerikalýlarýn boþ zamanlarýnýn yarýsýndan fazlasýný televizyon izleyerek geçirdiklerini anlarsýnýz diyorlar. Zaman 17.11.2008 Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Webmaster Posted November 19, 2008 Share Posted November 19, 2008 Modern insanýn kýblesi: Televizyon Oturma odalarýnda en güzel köþeyi televizyon kaplar. Tüm oda televizyona karþý yönelmiþtir. Koltuk, dolap, oturuþ þekli… televizyon evin ve odanýn baþ tacýdýr. Evin en önemli odasýna koyulur. Nedeni çok basit. Günde en az 5 vakit televizyona yönelmek. Þimdi bu modern cahillik dönemini anlamaya çalýþalým. Peþinen belirtelim ki, televizyona karþý deðiliz. Bir teknoloji harikasý olan televizyonun doðru kullanýlabileceðine inanýyoruz. Ama yanlýz kullanýlabileceðine… kullanýldýðýna inanmak elimde deðil. Çünkü modern asr-ý cahillikte televizyonun konumu farklýlaþmýþtýr… Konuya girelim… Televizyon, “sahip olunan” deðil, “sahip olan” olmuþtur. Televizyon, kendisini evine koyan aileyi satýn almýþtýr. Tüm vakitler, hesaplar, terminler, televizyonda ki dizilere göre hazýrlanýr. Yani misafirlikler, gezmeler, konuþmalar televizyona göre ayarlanýr. Reklam arasý konuþmak serbesttir mesela. Sonra bu alet o kadar çok önemli bir hayat unsuru – düzeltiyorum – hayat kaynaðý olur ki, küçük ekran yetmemeye baþlar.. büyük ekran olacak. Neden? Çünkü küçük kýbleye kim yönelir? Daha doðrusu kapitalist sistem, daha büyüðünü almayý emreder. Der ki: “Çok küçük. Göremiyorsun. Daha büyüðünü aldýðýn zaman daha iyi göreceksin”. Henüz aklýný kaybetmemiþ zavallý fakat samimi adamýmýz yanýt verir: “Daha iyi görüp de ne yapacaðým? Ben sadece ´görmek´ için aldým televizyonu”. Garip ama samimi dost yanlýz baþýna baþ edemez. Kapitalist zihniyet baðýrýr: “Olur mu? Küçük televizyonda zevk alamassýn”. Cevap: “Ben zaten zevk için almadým ki.” Kapitalist devam eder: “Yahu haydut, küçücük televizyonu komþu görünce, ne diyeceksin? Bak herkes aldý. Bir sen kaldýn. Haydi. Cimri olma. Dev bir ekran al. Göreceksin, televizyondaki ´güzellikler´, þenlikler, sesler, renkler, daha iyi görünecek”…. Ne gerek var buna?,,, Dev ekran alýndýmý, kýblegahýn görüntüsüde daha güzel oluyormuþ…Sukut. *** Günde 5 saat televizyon seyreden bir insanda basiret aramak, samanda iðne aramaya benzer. Beynini kapatmýþ, aklýný fikrini televizyonun kumandasýna baðlamýþ, saatlerce televizyondan gelen kapitalist mesajlara açýk olan bir þahýsýn baþka antenleri kapalýdýr. Basiret anteni kapalýdýr. Empati anteni kapalýdýr.. Duygusallýðýný kadýn programlarýnda aramaya baþlar. (Not: Televizyonu dindarýda, dinsizide “duygu sömürüsü” için kullanýr). Hayat bir dizi yaline gelir. Ýletiþim çaðýnda yaþamamýza raðmen, televizyon sayesinde iletiþimin en düþük seviyesini yaþýyoruz. Günde 24 saat televizyon ve internet tarafýndan haber ve bilgi yaðmuruna tutuþuyoruz. Basiretini kaybetmiþ olan televizyon hastasýnýn, hangi bilginin doðru, hangisinin yanlýþ olduðunu ayýrt etmesi imkansýzdýr. Bu kalabalýk insaný boðar… bozar. Cemil Þahinöz Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Guest Posted November 19, 2008 Share Posted November 19, 2008 tesekkürler, güzel bir yazi olmus... Ellerine saglik WEBMASTER ABI... su hic bir zaman unutulmamali, ALLAhin icat ettigi yani insanlara icat etme akli verdigi nimetler hic birzaman bosuna yaratilmamastir. Nimeti, yerli yerince kullanirsak, zararindan cok faydasini görürürüz diye düsünüyorum ben.. Televizyon karsidinda 24 saatini geciren bir insan zaten "akilli" bir insan, suurlu bir müslüman olamaz. ALLAh hesap sorar... Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Webmaster Posted November 19, 2008 Share Posted November 19, 2008 Pesinen belirtelim ki, televizyona karsi degiliz. Bir teknoloji harikasi olan televizyonun dogru kullanilabilecegine inaniyoruz. Ama yanliz kullanilabilecegine... kullanildigina inanmak elimde degil. Çünkü modern asr-i cahillikte televizyonun konumu farklilasmistir... Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Join the conversation
You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.