Webmaster Posted August 30, 2008 Share Posted August 30, 2008 Kadýn erkek eþitliði söz konusu mudur? Þeklindeki bir soruya hemen “evet” veya “hayýr” demek çok zor. Çünkü, soru bu haliyle yeterince açýk deðil. Onu bir baþka soru ile açmak gerekiyor. “nerede? Hangi konuda? Ne yönden?” gibi. Eðer, “hukuki açýdan” soruluyorsa, cevap olarak “evet” diyebiliriz. Eðer, “her hususta” denilirse, o zaman, bu soruya cevap vermeye gerek kalmayacaktýr. Zira, cevabý sorunun içindedir. Madem ki, iki ayrý cinsten söz ediliyor. Öyleyse mutlak eþitlik nasýl düþünülebilir? Ayný cins, renk, þekil ve dolgunlukta iki elmayý yan yana koyup “bunlar birbirine eþit mi?” Diye sorabiliriz. Ama, ayný mantýk içerisinde “kadýn - erkeðe eþit midir?” Diyemeyiz. Kadýnla erkeðin eþit olduklarý sahalar bulunduðu gibi, erkeðin kadýný çok gerilerde býraktýðý, yahut onun çok gerisinde kaldýðý sahalar da mevcut. Onun için, meseleyi sadece bir tek kelimeyle çözümlemek mümkün deðil. Þayet, “kadýnla erkek arasýnda insanlýk itibariyle, yani, iyi insan, üstün insan olma noktasýnda bir fark var mýdýr? ” Diye sorulursa o zaman þunu hemen belirtmek isteriz: Hakimiyet baþka, üstünlük ve fazilet daha baþkadýr. Bu ikincisinde hemen çalakalem þu yahut bu üstündür, demek çok zordur. Çünkü, ister kadýn ister erkek olsun, her insan Allah'ýn kuludur. O, hangi kulunu üstün tutuyor, daha çok seviyorsa ve hangi kulundan razý ise üstünlük ancak onundur. Ýlahi ferman olan kur' an’a baktýðýmýzda, üstünlük ölçüsü olarak, karþýmýza “cinsiyet”in deðil “takva”nýn çýktýðýný görüyoruz. Evet, Allah indinde üstünlüðün ölçüsü takvadýr. Nedir takva? En kýsa ifadesiyle Allah'tan korkmak, günahlardan sakýnmak, o'nun razý olmadýðý hareket, tavýr, hal ve sözlerden uzak durmak. O'nun rýzasýna ermeyi en büyük maksat bilip, bunu kaybetmekten son derece korkmak. Ýþte, kim böyle yaparsa üstün insan, faziletli insan odur. Bu noktada cinsiyete itibar edilmemiþtir. Takva dendi mi hemen salih ameli de hatýrlýyoruz. Salih amel, yani, hayýrlý, güzel iþler görmek... Onda da cinsiyete itibar edilmiyor. Mesela okunan her kur'an harfine karþýlýk on sevap verilmiþse, bu bütün insanlar için böyledir. Kadýna daha az, erkeðe daha çok sevap söz konusu deðil. Soruyu bir de psikolojik yönden ele alabilir ve þöyle sorabiliriz: Kadýnla erkek arasýnda psikolojik yönden farklýlýk var mýdýr? Bu soruya hiç tereddüt etmeden “elbette” diye cevap verebiliriz. Kadýnla erkek arasýndaki psikolojik farklýlýk kendini çocukluk çaðýndan itibaren göstermeye baþlar. Erkek ve kýz çocuklarýn oyuncaklarý farklýdýr. Bir kýz çocuðu en çok oyuncak bebekleri sever. Henüz evlilik nedir bilmediði o yaþlarda, bebeklerini baðrýna basar, öper, elbiselerini deðiþtirir, beþikte sallar ve uyutur. Günün büyük bir kýsmýný onlarla geçirir. Erkek çocuk ise, taksi, uçak, tabanca gibi oyuncaklara daha fazla raðbet gösterir. Bu çocuklar büyüdüklerinde bu defa, sohbetleri deðiþir. Erkeklerin toplantýlarýnda daha çok, iþ hayatý yahut politika konuþulurken, kadýnlarda ön sýrayý ev eþyalarý ve örgüler alýr. Kabiliyet yönünden de iki cins arasýnda bariz bir fark var. Erkek, terkip ve tahlilde, kadýn ise taklit ve ezberde daha ileri. Bir misal ile anlatmak gerekirse; erkek bir mimari eseri ortaya koymakta, onun bütün bölümlerini güzelce yerleþtirmekte, kadýndan daha ileri... Kadýn ise, o eserin herhangi bir bölmesini ince nakýþlarla süslemekte erkekten çok daha hassas. Erkek dýþ aleme daha açýk. Þefkatte kadýndan geri, ama teþebbüs kabiliyetinde ileri. Kadýn ise erkeðe nispeten daha içe dönük... Bunun en büyük faydasý, yavrusuna ve yuvasýna göstereceði ihtimam... Bu iki cinsin zaafiyetleri de farklýlýk gösteriyor: erkekte, tahakküm ve baský hastalýðý mevcut. Kadýnda ise, gösteriþ ve desinler belasý... Kadýnýn en bariz bir özelliði de hassasiyeti... Buna “teessürilik” deniliyor. Kadýn, çevre tesirlerinden etkilenmekte erkekten daha hassas... Dolayýsýyla, telkine kapýlmaya, aldatýlmaya ondan daha müsait. Yaldýzlý sözlere kanmakta daha zavallý. Kadýnda sezgi gücü, erkekten çok kuvvetli...deðiþikliðe ondan daha çok ihtiyaç duymakta... Yenilik ve heyecana daha açýk. Vücut büyüklüðü itibariyle ve güç-kuvvet yönünden, kadýn erkekten genellikle daha geri. Bunun neticesi olarak, sýðýnma ihtiyacý kadýnda kendini daha fazla hissettiriyor... Ama bazýlarýnda bu ihtiyaç, aþaðýlýk kompleksine dönüþüyor; bu da erkeklik kompleksi olarak kendini gösteriyor. Kadýn, hayat arkadaþýna -ona nispetle- daha çok baðlý. Ondan daha vefalý. Dünya sevgisinde ve þehvette erkekten çok ileri. Dolayýsýyla, þeytana alet olmaya daha müsait. Kadýný bu psikolojisi içinde deðerlendirmeli, onun erkekleþmesine deðil, ideal bir kadýn olmasýna çalýþmalýyýz. Etrafýmýza þöyle bir göz atalým. Bütün canlýlarda bedenler ve ruhlar arasýnda mükemmel bir uygunluk var. Ceylan ruhunu, aslan bedenine sokmak ve onu aslanca davranmaya zorlamak, en baþta o sevimli ruha zarar verir. Her kükreyiþte ruhundaki letafetten birazýný kaybeder; her hamlede kendi öz güzelliðinden bir parçayý harap eder. Bunun bir baþka türlüsü, erkekle kadýn arasýnda geçerli... Bu iki cinsin bedenlerindeki farklýlýk ruh yapýlarýnda da görülüyor. Bunu bilmezlikten gelip, kadýn-erkek eþitliði diyerek kadýný erkekçe davranýþlara itmek en baþta kadýna zarar verir. Aslýnda, bu vadide gösterilen kasýtlý ve yoðun faaliyetler, bir bakýma hiçbir þeyi deðiþtirememiþtir. “hüküm çoðunluða göre verilir” kaidesinden hareketle þöyle diyebiliriz: kadýnlar yine fabrikatör olmaktan çok iþçi, hâkim olmaktan çok kâtip, amir olmaktan çok sekreter, pilot olmaktan çok hostes, patron olmaktan çok tezgâhtardýrlar. Zira, yaratýlýþý deðiþtirmek mümkün deðildir. Maalesef, kadýna lâyýk olduðu yeri bir türlü veremedik. Ya zaifliðini bir suçmuþ gibi deðerlendirdik; onun rýzký bize baðlýymýþçasýna, kendisine aþýrý derecede hükmetmeye kalktýk, ona haksýz muamelelerde bulunduk. Yahut, kendisine çok fazla fýrsat verdik, onu erkekliðe heveslendirdik . kadýn ve erkek eþit deðildir veya eþittir demek ancak ayný kriterlerle ölçülecek ortak deðerlerde sözkonusudur Ýslam kadýn - erkek eþitliðini deðil kadýn erkek adaletini savunur. Eþitlik adalet demek deðildir. Eþitlikte mesela, kadýna da erkeðe de 100 kg yükte 50 þer kilo her iki cinse vermek vardýr. Adalette daha kaslý olan erkeðe daha fazla daha az kaslý kadýna daha az yük vermek vardýr. Yaratýlýþ özelliðini kabul bunu gerektirir. Ýngiliz kraliyet ordusunda , kadýn erkek tüm askerlere “ ayný eðitim proðramýnýn “ uygulanmasý , kraliyet ordusu fizikçilerinden Yarbay Ian Gemmel ‘i : Fýrsat eþitliði adý altýnda kadýn askerler eziliyor , diye isyan ettirir. Erkek askerlerin eðitimi sýrasýnda yaralanma oraný yüzde 1.5 iken , kadýnlarda bu oran yüzde 11.1 ‘lere kadar çýkmaktadýr .Yarbay Gemmel’e göre bunun nedeni : Kadýn kas ve kemik yapýsý erkeklere göre daha zayýf . Ayný eðitim kadýn bedeninde erkeklere oranla % 39 daha fazla baský oluþturuyor. Belirli kas olgunluðuna ulaþmak için erkek askerlerin 3 ay çalýþmasý yeterli iken , kadýnlarýn 6 ay çalýþmasý gerekir. Bu kadýn askerlerden 40 tanesi ordu'yu " bize fazla yükleniliyor " diyerek mahkemeye baþvururlar ( The Sunday Times :10.03.2002) NASIL KÝ OKULLARDA ÇOCUKLARI YETENEKLERÝNE GÖRE YÖNLENDÝRÝP EÐÝTMEK SAVUNULACAK BÝR DURUMSA , ÝSLAM'DA DA KADIN VE ERKEÐE DOÐA VE YAPILARINA UYGUN GÖREV DAÐILIMI YAPILMAKTADIR.RESÝME YETENEKLÝ BÝR ÖÐRENCÝYÝ MATEMATÝK PR.'U YAPMAK NASIL MANTIKSIZLIK ÝSE KADIN VE ERKEKLERE DE MÝZACLARINA TERS GÖREV YÜKLEMEK O KADAR TERSTÝR. BÝR ERKEKTEN NE KADAR ANA SINIFI ÖÐRETMENÝ OLABÝLÝR, HANIMLARLA KIYASLARSAK…? ÝngÝlÝz donanmasýndaki kadýn askerlerin dörtte biri cinsel tacize uðramýþ Ýngiltere'de kraliyet donanmasýnda görev yapan kadýn askerlerin dörtte birinin, görevleri sýrasýnda en az bir kez cinsel tacize uðradýðý açýklandý. Donanmadaki cinsel tacizin kabul edilemez bir düzeye - demek kabul edýlebýlýr Býr duzeyý de var …!-ulaþtýðýný açýklayan Savunma Bakanlýðý, bundan sonra her vaka için disiplin iþlemiyle yetinilmeyip adli iþlem yapýlacaðýný duyurdu.Ýngiltere'de sadece 2002 yýlýnda donanmada görev yapan 2500'e yakýn kadýn asker gemide ya da üste bulunduklarý sýrada tacize uðradýklarý gerekçesiyle þikayette bulundu. 2003 yýlýnda ise donanmada görev yapan kadýnlarýn yüzde 22'sinin bu tür þikayetlerde bulunduðu açýklandý. Bu rakam, 2005 yýlýnda yüzde 25'e kadar yükselirken, donanmada görev yapan kadýnlarýn üçte biri þikayetlerinin adil biçimde ele alýnýp deðerlendirilmediðinden de yakýndý. Genel olarak Ýngiliz ordusunda, ayný türdeki þikayetlerin oranýnýn ise yüzde 12 olduðu belirtildi. ( Milliyet : 24.06.2005 ) ya ÞÝKAYET edýlmeyen, edýlemeyenler…! Kadýn daha duygusal olduðu için çocuk eðitimi ve büyütülmesi görevi Ýslâm’da daha çok kadýna verilmiþtir. Çünkü o duygusaldýr. Acýma sevme… yoðunluðu erkekten daha fazladýr. Erkek çocuk bakýcýsý olamaz. Çünkü erkekte acýma, sevme, þefkat daha az yoðunluktadýr. Halbuki çocuða sevgi, anne sevgisi lazýmdýr. Erkek evi dýþýndan korur. Evin mali yönden devamýný saðlar. Kadýn evin içiþlerine bakar. Evin ahlaki yönden devamýný saðlar. Kadýn sadece iþte çalýþsa daha çok yýpranýr ( o nedenle de kadýnlar erkelerden daha az çalýþýr, daha önce emekli olur.) ve ailenin, çocuðun eðitimi ile gereði gibi meþgul olamaz. Aile düzeni bozulur. Aile bozulunca, toplum huzuru, devlet huzuru bozulur ve sosyal çöküntü baþlar. Eþit toplumda çalýþan kadýn çocuðunu kreþte büyütür ve sevgi yerine aldýðý paraya göre muamele gören çocuk büyüyünce psikolojik sorunlarýn içine düþer. Kadýn erkek eþit deðildir birbirini tamamlayan iki elmanýn yarýsý gibidirler. Her iki cinsinde eksik ve fazlalýklarý vardýr (kas, yað, þefkat, merhamet, sert, mizaçlýlýk…) . Ama her iki cinste insan olmada aklýný kullanmada ilimde kul olmada cennet-cehennem yolunda eþittir ve yarýþ halindedirler. Kur’an da Allah-u Teala erkeði kadýndan üstün kabul eden bir ayet vardýr. Ayeti incelediðimiz zaman üstünlüðün sorumluluk anlamýnda kullanýldýðýný yani erkeðin kadýndan daha fazla sorumluluk sahibi olduðunun ayette bildirildiði anlaþýlýr. Mesela müdür ile memur. Müdürde insandýr memurda. Ýkisi de akýllýdýr. Memurun aklý daha az veya müdürden aþaðýdýr diye kimse kabul etmez. Ama müdürün sorumluluðu iþi yetki alaný geniþ olduðu için memurdan bir üst makamdýr. Ona bazý konularda emir verebilir. Ama her ikisi de insan, kul, akýl… yönünden eþit canlýlardýr. Kur’an da iþte sorumluluðu fazla olan erkeði kadýna üstün-sorumlu kabul etmiþ iþ bölümünde erkeðe daha fazla sorumluluk yüklemiþ yüklenen sorumluluk oranýnda onu idareci üstün kabul etmiþtir. Ayný durum Türkiye Cumhuriyeti kanunlarýnda da söz konusudur. Bazý konularda kadýn erkek eþitsizliði medeni kanunda da bulunmaktadýr. 1-) Medeni kanun Roma hukukuna dayanýr. Roma hukukunun temelinde eþitler arasýnda birinci erkektir ilkesi vardýr. Birinci eþitsizlik budur. 2-) Ýkinci eþitsizlik sen evli bir kadýnsýn evlendirme memuru sana demiþtir ki : “ evin reisi erkektir, kadýn onun muavin ve müþaviridir.” Ýkinci eþitsizlikte budur. 3-) Üçüncü eþitsizlik ise sen ticaretle uðraþacaðýn zaman ticaret odasýna kayýt olman için tüccarlýðýn muteber olabilmesi için kocanýn yazýlý muafakatý gerekir. Kocan gider bin türlü iþle uðraþýr kimse muafakatýný almaz üçüncü eþitsizlik… 4-) Dördüncü eþitsizlik sen yurt dýþýna gideceðin zaman kocanýn mutlaka yazýlý muafakatý gerekir aksi taktirde kocan þikayet ederse gidemezsin. Dördüncü eþitsizlik 5-) Beþinci ve en kötüsü ! Kocanla birlikte borçlanacaðýn zaman vesayet makamýnýn yani sulh mahkemesinin senin temyiz kuvvetine sahip olduðuna yani aklýnýn baþýnda olduðuna dair bir karar vermesi lazým ki kocasý ile birlikte borçlandýðý zaman muteber olsun. Bu da beþinci eþitsizlik. Feminizm batý toplumlarýnda baþlamýþ bir harekettir ve o tür toplumlar için zorunlu bir harekettir. Çünkü Avrupa’da kadýn, insan mýdýr ? Ýncil’e dokunabilir mi ? ruhu var mý diye tartýþýlan, alýnýp satýlan, akrabaya, misafire peþkeþ çekilen, çalýþýnca ücreti az verilen … bir canlý olarak görülür. Böyle toplumlarda kadýn tabii ki hak arama yarýþýna giriþip, reaksiyon gösterip, ileri atýlacaktýr, hakkýný arayacaktýr. Fakat Ýslam toplumlarýnda kadýnýn ne insan olma yönünün tartýþýlmasý, ne Kur’an’a dokunmamasý durumu, ne alýp satýlýmý- fahiþelik - durumu söz konusudur. Ýslâm’da kadýn annelik görevini yerine getirdikten sonra doktor, hemþire, avukat, öðretmen, … olabilir. Hatta bazý kadýnlarýn yukarýdaki mesleklere sahip olmalarý farzý kifayedir, bir toplumda mutlaka olmalýdýr. Batýda hak arama adalet arama mücadelesi sonunda sýnýrlarýný zorlamýþ haklý mücadele aþýrý uçlara kaymýþtýr. Eþitlik istekleri sonunda insan olma, kadýn gücünü, hissiyatýný, duygu sýnýrlarýný zorlar hale gelmiþtir. Vucud geliþtiren ; kaslý kadýnlar, halter kaldýran, boks yapan … kadýnlar (hepsinde de, yaratýlýþ mizaçlarýnda olmadýðý için erkeklerden daha az baþarýlýlar). Batýda erkeklerde de bozulma had safhada da homoseksüellerin evlenmeleri, kültürel giyim tarzý dýþýnda (Ýskoçlar gibi), erkeklerin etek giymesi… insan cinsi olma sýnýrlarýný zorlayan dinden uzak bu toplumlar ahlaksýzlýðýn had saflarýný zorlamaktadýrlar. Günümüz Türkiyesinde - 70 yýl aradan sonra , yani kadýna haklarýnýn tanýndýðý ( …. ) 1934’tan , 70 sene sonra yeniden kadýn - erkek eþitsizliðini ( 2001 ) önleyecek yeni kanunlar çýkarýlmaktadýr….kadýn haklarý adýna , kadýn haklarýnýn verildiðini iddia edilen kanunlar deðiþtirilirken. Ýþin en ilginç yönü ise GÜNÜMÜZ TÜRKÝYE’SÝNDE ARTIK ZÝNA’NIN BÝR SUÇ OLMAKTAN ÇIKARILMASIDIR : Yani günümüzde zina edene medeni ( … ) kanunlarýmýz ceza vermez , zinayý suç saymazken , dini nikah yaptýran insanlarý kanunlarýmýz suç iþlemiþ kabul edip , ceza vermektedirler. Prof.Dr. Alaaddin Baþar Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Guest Posted September 2, 2008 Share Posted September 2, 2008 güzel bir yazi, kaynak? Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Webmaster Posted September 2, 2008 Author Share Posted September 2, 2008 Prof.Dr. Alaaddin Baþar Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Join the conversation
You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.