Webmaster Posted June 28, 2008 Share Posted June 28, 2008 Said Nursi ve derin devlet tanýmý Türkiye’de devletin ‘derin’liðine iliþkin tartýþmalara mütevazi bir katký niyetiyle yazýlan bu satýrlara yüzyýlýn büyük bilgesi Bediüzzaman’dan birkaç alýntýyla baþlamak yerinde olacak. Üstad, bazý mektuplarýnda, ‘kökü ecnebide, kendisi burada (Türkiye’de) olan gizli bir örgütten söz eder ve ‘zýndýka komitesi’ diye adlandýrýr. Bu ‘komite’ye iliþkin deðinileri kýsaltarak alýntýlamak istiyorum : "(…) Kat i bir vasýta ile haber aldým; kökü ecnebide ve kendisi burada bulunan bir zýndýka komitesi, senin bir eserini okumuþ. Demiþler ki: Bu eser sahibi dünyada kalsa, biz mesleðimizi (yani zýndýkayý, dinsizliði) bu millete kabul ettiremeyeceðiz. Bunun vücudunu kaldýrmalýyýz diye senin idamýna hükmetmiþler. Kendini muhafaza et." Ben de "Tevekkeltü a'lallah, ecel birdir, tagayyür etmez" dedim.”(…)” (Emirdað Lâhikasý,16) “(…) Fakat hükûmetin bazý erkânýný iðfal edip aleyhimize çeviren dehþetli ve gizli bir zýndýka komitesi þimdi doðrudan doðruya küfr-ü mutlak hesabýna bize hücum etmek ihtimaline karþý, güneþ gibi zâhir ve þüphe býrakmaz ve dað gibi metin, sarsýlmaz olan Meyve Risalesi onlara karþý en kuvvetli bir müdafaa olup onlarý susturacak diye bize yazdýrýldý zannediyorum. (…)” (Þualar | On Üçüncü Þuâ | 275) “(…)Halbuki mahremlerin þedit ifadeleri ve müdafaatýn dokunaklý meydan okumalarý ve Maarif Vekilinin dehþetli hücumu ve ehl-i vukufun heyetinde maarif dairesine mensup ehemmiyetli iki maddî filozoflarýn ve yeni icatlara taraftar büyük bir âlimin bulunmasý ve bir seneden beri gizli zýndýka komitesi aleyhimize Halk Fýrkasýný ve Maarifi sevk etmesi cihetiyle, ehl-i vukufun pek þiddetli itirazlarý ve bizi aðýr cezalarla itham etmelerini beklerken, himayet ve inayet-i Rahmâniye imdada yetiþip onlara Risale-i Nur'un yüksek makamýný göstererek, þiddetli tenkitlerden vazgeçirmiþ.(…)” (Þualar | On Üçüncü Þuâ | 302) “(…) Kat'îyen size beyan ediyorum ki, hiçbir cemiyetçilik ve cemiyetlerle ve siyasî cereyanlarla hiçbir alâkasý olmayan Nur talebelerini, cemiyetçilik ve siyasetçilikle itham etmek, doðrudan doðruya kýrk seneden beri Ýslâmiyet ve Ýmân aleyhinde çalýþan gizli bir zýndýka komitesi ve bu vatanda anarþiliði yetiþtiren bir nevi Bolþevizm namýna bilerek veya bilmeyerek bizimle bir mücadeledir ki, üç mahkeme cemiyetçilik cihetinde bütün Nurcularýn ve Nur risalelerinin beraatlerine karar vermiþler.(…)” (Þualar | On Dördüncü Þuâ | 343) “(…) Çaresiz mecburiyetle serbestiyetini, beraatimizi resmen kabul etmiþler. Fakat yine gizli zýndýka komitesi, elinden geldiði kadar nazar-ý millette kendilerini lanetten, nefretten bir derece kurtarmak için, kusurlarýmýzý arýyorlar ve hükümeti iðfal etmeye çalýþýyorlar. Onun için, biz, eskisi gibi ihtiyatýmýzý elden býrakmamalýyýz.(…)” (Emirdað Lâhikasý, 47) BEDÝÜZZAMAN KOMPLOCU OLMADIÐINA GÖRE Bediüzzaman’ýn ‘iman ve Ýslamiyet düþmaný’, ‘dehþetli’, ‘gizli’ diye vurgulayarak nitelediði bu ‘örgüt’ün ne olduðuna iliþkin bir ayrýntýya Risale-i Nur’da rastlamýyoruz. Bu cümleleri okuyanlarýn zihninde neler somutlaþýyor bilmiyorum. Bediüzzaman’ýn söz ettiði bu örgütlenmenin Osmanlý’nýn inkirazýndan itibaren var olduðu, bu müphem örgütsel yapýnýn, kýrklý yýllarýn ikinci yarýsýna kadar Ýngiltere aðýrlýklý, bu tarihlerden itibaren de ABD eksenli olduðuna iliþkin çeþitli yorum ve duyumlar mevcut. Türkiye, çeþitli ihtilaller, iç karýþýklýklar, çok sayýda faili meçhul cinayet ve yirmi küsur yýldýr süren bir ‘terör’ süreci yaþadý, yaþýyor. Baþbakan ve iki bakaný asýldý, 28 þubat sürecinde yüzlerce kayýp ve ölüm gerçekleþti. Birçok kez hukuk dýþý biçimde hükümetler deðiþ(tiril)di, iktidarlar manipüle edildi. Uður Mumcu baþta olmak üzere, onlarca cinayetin esrarý çözülemedi ve en tepedeki azmettiricilere ulaþýlamadý. Bir baþbakan kendisine yapýlan suikasta iliþkin konuþamadý ve ulaþtýðý bilgileri kamuoyuna açýklamaktan çekindi. Ardýndan kuþkulu bir biçimde öldü. Bediüzzaman komplocu olmadýðýna göre, ýsrarla belirttiði bu ‘örgüt’ ne ola ki? Perþembe günü yeni versiyonu gösterilmeye baþlayan Kurtlar Vadisi’ndeki ‘Kurtlar Konseyi’ne benzeyen bu yapýlanmanýn gerisinde ne var acaba? Türkiye baþta olmak üzere Ortadoðu, Orta Asya, Balkanlar ve Afrika’daki çeþitli ülkelerde çýkara dayalý açýktan veya gizli operasyonlar yürütenler kimlerdir? ABD, Ýngiltere, Fransa vb. ülkelerde bizim safdillerin sandýðý/söylediði gibi demokrat, uygar, insanca, rasyonel ve adil bir devlet yapýlanmasý mý var? Öyleyse Bosna’da doksan bin kadýnýn ýrzýna kimler geçti? Irak’ta altý yüz bini aþkýn insaný kim öldürdü, öldürüyor? Lübnan’da, Filistin’de, Somali’de, daha onlarca ülkede olup bitenleri uzaylýlar mý örgütlüyor? Bediüzzaman gibi nadide bir bilgeye otuz sekiz yýl boyunca kimler sistematik biçimde iþkence etti? On dokuz kez zehirledi? Memleketinden sürdü, yarým yüzyýl gözaltýnda tuttu, bütün haklarýný elinden aldý? Binlerce faili meçhul cinayetleri kimler iþliyor? Ýlgi ve dikkatle okuduðum Tamer Korkmaz’ýn yazýlarýnda son derece önemli ipuçlarý var. Bediüzzaman’ýn ima ettiði bu ‘gizli zýndýka komitesi’ne iliþkin aydýnlatýcý bilgi ve yorumlar görüyorum yazýlarýnda. Ayrýca, bu kaos ve belirsizlik ortamýnda Kurtlar Vadisi dizisini dikkatle izlemeli. ‘Þiddeti özendiriyor’, ‘hukuk dýþý yapýlanmalarý yüceltiyor’ aptallýðýyla deðil, neyi nasýl anlattýðýna bakarak seyretmeli. Devletin ‘felsefi’ veya ‘manevi’ bir ‘derinliði’nden deðil, devleti ve yönetenleri manipüle eden gizli örgütlenmelerden söz ettiði için seyredilmeli. Ömer Baba’ya kulak vermeli. Cemil Meriç’in ifadesiyle ‘bu ülke’nin ruhunu o temsil ediyor çünkü. Filmin politik teolojisinin ekseninde de o var. Irak versiyonundaki Þeyh Abdurrahman Kerküki gibi. O’nun ise girizgahtaki sözleri, ‘evet yaramýz var, yirmi ikinci yaþýný idrak eden bir yara bu, lakin bu asla kaderimiz olmamalý…’ Sadýk Yalsýzuçanlar Gercek Hayat Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Join the conversation
You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.