Webmaster Posted May 30, 2008 Share Posted May 30, 2008 ÖZGÜRLÜKLERÝN YOLUNU BEDÝÜZZAMAN AÇTI Hayrat Vakfýnýn düzenlediði Milletlerarasý Bediüzzaman ve Risale-i Nur Sempozyumu Ýstanbul’da yapýldý. Oturumda bir teblið sunan Malezyalý Ahmed Azam Abdurrahman, Ýslâm Konferansý Teþkilatýnýn Bediüzzaman’a geç kalmýþ bir ödül vermesi ve onun adýna bir barýþ ödülü tertip etmesi gerektiðini söyledi. Abdurrahman, Bediüzzaman’ýn en az Gandi kadar, hatta daha fazla bu ödüle lâyýk olduðunu vurguladý. Mýsýr Tanta Üniversitesi Arap Dili ve Belâgâtý Bölümü Öðretim Üyesi Dr. Ýhab Said EnNecmi de, “Bugün Türkiye ilerideyse, daha özgürse, daha geliþmiþse bunda Üstad Bediüzzaman’ýn varlýðýnýn büyük katkýsý vardýr ve bu biraz da onun sayesindedir. Bugün Arap ülkelerinin durumu ortada. Bu sebeple Said Nursî’nin mesajlarýnýn bütün Ýslâm âlemine ve dünyaya aktarýlmasýnda büyük fayda görüyorum” þeklinde konuþtu. Türkiye’nin geliþmiþliði Bediüzzaman sayesindedir Hayrat Vakfý’nýn düzenlediði Milletlerarasý Bediüzzaman ve Risâle-i Nur Sempozyumu Baþakþehir’deki Çýnar Kongre Merkezi’nde gerçekleþtirildi. Sempozyuma dünya genelinden ve Türkiye’den bir çok akademisyen ve ilim adamý iþtirak etti. Sempozyum Piyale Paþa Camii Ýmamý Ýshak Danýþ Hocanýn Kur’ân tilâvetiyle baþladý. Daha sonra açýlýþ konuþmasýný yapmak üzere Hayrat Vakfý Mütevelli Heyeti üyesi Ahmet Semiz kürsüye geldi. Sempozyumu tertip eden ve iþtirak edenlere teþekkür eden Semiz’den sonra ise Ýslâm Dünyasý STK’larý Birliði (ÝDSB) Genel Sekreteri Necmi Sadýkoðlu yaptýðý konuþmada, Bediüzzaman Hazretlerinin en fazla iman ve tevhid meselelerine deðindiðini ve eserleriyle çok etkili reçeteler ortaya koyduðunu ifade etti. Bediüzzaman’ýn üç hedefi olduðunu ifade eden Sadýkoðlu, bunlarý “saðlam imaný kalbe yerleþtirme, iman esaslarýný hayata aksettirmek ve Müslüman toplumlar arasýnda birlik ve beraberliði saðlamak” olarak sýraladý. WADAH Vakfý baþkan yardýmcýsý Ahmed Azam Abdurrahman ise Bediüzzaman Said Nursî’nin dünya genelinde Ýslâm adýna çalýþan herkese bir þevk kaynaðý olduðunu ifade etti. Bediüzzaman’ýn hayatýný ve mücadelesini Malezya’da yaptýklarý haftalýk toplantýlarda gençlerle birlikte ele aldýklarýný ifade eden Abdurrahman, “Bediüzzaman daha geniþ kitlelere anlatýlmalý. Dünyada Bediüzzaman’ý anma programlarý daha çokça yapýlmalý. Ýnþallah biz Malezyalý gençlere Risâle-i Nur’u kendi dillerinde de öðretmeye çalýþýyoruz. Buradan gelen çok deðerli öðrenciler orada Risâle-i Nur mesajýný taþýyorlar. Biz de ileride kendi öðrencilerimizi Türkiye’ye göndereceðiz” dedi. Abdurrahman bu tür faaliyetlerin dünyanýn her tarafýnda Risâle-i Nur’u anlatmaya vesile olacaðýný ve bu ruhu aþýlayacaðýný temenni ettiðini dile getirirken 2010 yýlýnda çok büyük bir faaliyetle Bediüzzaman’ýn vefatýnýn 50. yýldönümünde onu anma faaliyetleri düzenlemeyi planladýklarýný da kaydetti. Daha sonra kürsüye gelen Sudan Kur’ân-ý Kerim ve Ýslâm Ýlimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Osman Muhammed Toula ise, Nur hareketinin Kur’ân’ýn nuruyla aydýnlanmýþ, ilmî bir hareket olduðunu vurgularken, “Nur hareketinin bütün metotlarýn Kur’ân-ý Kerim’in ve Peygamber’in sünnetinin havasý hakimdir” þeklinde konuþtu. Said Nursî’nin materyalist düþünceye karþý Kur’ân nuru ile insanlýðý aydýnlattýðýný belirten Prof. Dr. Toula, “Materyalizm toplumu ve insanlýðý yakýp yýkan, mahveden, öldüren bir akýmdýr. Risâle-i Nur ise aklî, kalbî ve Kur’ânî delillerle imaný ispat etmiþtir. Ýnananlarý birlik olmaya ve kardeþliðe çaðýrmýþtýr. Mutlak küfür fikrine karþý durmuþtur. Dünyayý zindana çeviren küfre karþý mücadele etmiþtir. Materyalizmi mahvetmiþtir” dedi. Daha sonra konuþan Mýsýr Tanta Üniversitesi Arap Dili ve Belâgatý Bölümü Öðretim Üyesi Dr. Ýhab Said En-Necmi ise Allah’ýn her yüzyýlda bir dinî hükümleri yenileyen bir müceddid gönderdiðini hatýrlatarak, Müslümanlarýn 200 yýldýr onlarca müceddide ihtiyaç duyduðu ve bütün düþmanlarýn baþýna üþüþtüðü bir ortamda, Ýslâm’ýn en zorlu coðrafyasýnda Bediüzzaman Said Nursî’nin sahneye çýktýðýný ve bu vazifeyi ifa ettiðini belirtti. Risâle-i Nur’un Arap diline çevrilmesine çok önem verdiðini ifade eden Dr. En-Necmi, “Risâle-i Nurlarýn Arapça’ya çevrilmesi Arap toplumuna büyük bir katký olmuþtur. Nur kandilinden Nurlar fýþkýrýyor. Türklerin topraklarýnda bu kandil yanmýþ. Batýyý, doðuyu, heryeri aydýnlatýyor ve herkes bu nurdan istifade etmek istiyor. Said Nursî bizim baþýmýzýn tacýdýr ve bize býrakabileceði en güzel mirasý býrakmýþtýr” ifadelerini kullandý. Said Nursî’nin varlýðýnýn Türkiye’nin ilerlemesinde büyük katkýlarý olduðunu ifade eden Dr. En-Necmi, “Bugün Türkiye ilerideyse, daha özgürse, daha geliþmiþse bunda Üstad Bediüzzaman’ýn varlýðýnýn büyük katkýsý vardýr ve bu biraz da onun sayesindedir. Bugün Arap ülkelerinin durumu ortada. Bu sebeple Said Nursî’nin mesajlarýnýn bütün Ýslâm âlemine ve dünyaya aktarýlmasýnda büyük fayda görüyorum” þeklinde konuþtu. BEDÝÜZZAMAN’A ÖDÜL VERÝLMELÝ Oturumda “Müslüman Bir Barýþ Savunucusu, Said Nursî” baþlýklý bir teblið sunan Malezyalý Ahmed Azam Abdurrahman, Ýslâm Konferansý Teþkilâtý’nýn Bediüzzaman’a geç kalmýþ bir ödül vermesi ve onun adýna bir barýþ ödülü tertip etmesi gerektiðini söyledi. Abdurrahman Bediüzzaman’ýn en az Mahatma Gandi kadar hatta daha fazla bu ödüle lâyýk olduðunu vurguladý. Umut YAVUZ - Ahmet CEYLAN Yeniasya - Ýstanbul 25.05.2008 Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Join the conversation
You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.