Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

Mantýðýn kurucusu: Aristoteles

 

 

Aristoteles Türkiye’nin tarihini yakýndan ilgilendiren bir þehrin, yani Selanik’in yakýnlarýnda Stageiros’ta M.Ö 384 yýlýnda dünyaya gelmiþ ve 322’de de hayatýný kaybetmiþtir. Platon’la birlikte batý dünyasýný etkileyen iki büyük filozoftan biridir.

 

Daha 19 yaþýnda iken Platon’un Atina’daki Akademia okuluna giren Aristo, hocasý ölene kadar da buradan ayrýlmadý. 343 yýlýnda Makedonya Kralý Philip oðlunu yetiþtirmek üzere Aristo’yu saraya aldýrdý. Philip’in oðlu ise Makedonyalý Büyük Ýskender’den baþkasý deðildi.

 

Aristotales’in o zamanlar henüz küçük olan Büyük Ýskender’in eðitimiyle 2-3 yýl kadar uðraþtýðý söylenir. Ýskender büyüyüp Asya’ya sefere çýktýðýnda ise Aristo, Atina’da kendi okulunu kurdu. Bu okul bilimsel alandaki çeþitlilik, disiplin ve planlý araþtýrma ve çalýþmalarýyla kýsa sürede Platon’un Akademia’sýný geride býrakmýþ ve batý dünyasýnýn ileriki dönemlerdeki eðitim kurumlarýna bir örnek haline gelmiþtir. Aristo derslerini volta atarak, bir aþaðý bir yukarý yürüyerek verdiði için de bu okulun adý Peripatos yani Gezginler okulu olarak bilinmektedir.

 

Ýskender’in ölümünden sonra ise Atina ile Makedonya’nýn iliþkileri bozulmuþ ve sarayla yakýn iliþkisi sebebiyle Aristo’nun hayatý tehlikeye girmiþtir. Dinsizlikle suçlanan Aristo, Atina’dan uzaklaþarak tehlikeden kurtulmuþ ve Sokrates gibi idam edilerek deðil de mide rahatsýzlýðýndan ölmüþtür.

 

Aristoteles’in en önemli eseri þüphesiz Organon’dur (Araç). Onun mantýk üzerine olan yazýlarý bu eserde bir araya getirilmiþtir. Bu kitap yöntem sorununu ya da bilimsel bilgiye götüren ‘araçlarý’ inceler. Aristo’yu Aristo yapan da bilimsel çalýþmaya bir yöntem kazandýrmasýdýr. O her ele aldýðý konuyu mutlaka sistematik olarak incelemiþ ve ilk olarak ele alacaðý konuyla ilgili daha önce söylenmiþ olanlarý bir araya toplamýþ, bundan sonra ise ortaya çýkan bu olgulara dayanarak kendi anlayýþýný temellendirmiþ ve önceki görüþleri eleþtirmiþtir. Felsefe akýmlarý Aristo’ya gelene kadar doðayý, insanlarla ilgili pratik meseleleri, Platon aracýlýðýyla metafiziði inceleyegelmiþti. Aristo’dan sonra ise felsefecilerin karþýsýna yepyeni bir uðraþ çýkmýþtýr: Mantýk!

 

Aristoteles’e göre bilimin herhangi bir alanýnda incelemeye giriþmeden önce bilimin ne olduðu ve yapýsý üzerine bir araþtýrma, bilimsel düþüncenin yapýsý ve kanunlarý üzerine bir öðreti ihtiyacý vardýr. Ýþte Aristoteles, Logike yani Mantýk öðretisini geliþtirerek bunu bir sistem halinde incelemiþ ve bir anlamda “mantýðýn kurucusu” olarak tarihe geçmiþtir.

 

Aristo’nun mantýk anlayýþýnda yöntem sorunu birinci sýrada gelir. Bu sebeple bilimsel bir çalýþmanýn ancak önermeler vasýtasýyla yapýlabileceðini söylemiþtir. Çünkü ancak önermeler doðru ve yanlýþ diye iki kesin çizgide ayrýþabilir. Bunun yanýnda önermeler ayný zamanda iki kavramýn birleþmesi yahut ayýrt edilmesidir. Bu noktadan Aristo ‘kategorilere’ ulaþmýþtýr. Aristo mantýðýnýn bel kemiði bu kuram üzerine þekillenmektedir. Çünkü onun için ‘söz’ ‘düþüncenin’ bir simgesidir. Düþünce ise var olanýn, varlýðýn bir yansýmasý ve simgesidir. Düþüncenin doðruluðu da var olana uygunluðu ile ölçülür. Ýþte kategoriler de insan düþüncesin varlýðý kavrama biçimleridir.

 

Aristo sistematikliðinin bir eseri olarak insan düþüncesinin varlýðý anlamada hangi kategorileri kullandýðýný madde madde listelemiþtir. Bu kategoriler, töz, nitelik, nicelik, baðýntý, yer, zaman, konum, durum, eylem ve ilgidir. Aristoteles bir önermede geçen özne ya da konu üzerinde ancak bu 10 kategori uyarýnca bir þeyler söylenebilir olduðunu savunmuþtur.

 

Aslýnda Aristoteles soyut kavramlar kurmak gibi zor bir iþe soyunmuþ ve bu konuda da baþarýlý olmuþtur. Kurduðu kavramlarýn saðlam ve tutarlý olmasýndandýr ki; iki bin yýl boyunca felsefenin en önemli referans noktalarýndan biri haline gelmiþtir. Bilim dili de kavram zenginliðini Aristoteles’in kavram havuzuna borçludur. Zira bugünkü bilimsel kavramlarýn birçoðu Aristo’nun formüllerinden ortaya çýkmýþtýr.

 

Aristoteles, hocasý Platon’un idealar dünyasýnda kurguladýðý ikili evren modelinden farklý olarak, fenomenlerden ve özden bahsetmiþtir. Ancak onun ‘öz’ diye tanýmladýðý þey fenomenler haricinde bir gerçeklik deðil sadece ‘öz’ün gerçekleþme durumundan ibarettir. Daha da açýk bir þekilde anlatacak olursak Aristo’ya göre varlýk form kazanmýþ olan maddedir. Madde ile form arasýnda ise rölatif yani göreceli bir baðlantý vardýr. Buna göre bir alt duruma göre form olan bir þey üst duruma göre ise maddedir. Yani ‘tuðla’ ‘toprak’ için ‘form’ iken, ‘ev’ için ise bir ‘maddedir’.

 

Aristoteles ile Platon'un ayrýþtýðý en önemli noktalardan biri de fikir ile varlýk ayrýmýdýr. Örneðin Platon ‘tavuk’ fikrinin tavuktan önce var olduðunu düþünüyordu. Aristo’ya göre ise tavuðun kendisi ile onun biçimi birbirinden ayrýlmayacak þeylerdi. Bu da demek oluyordu ki, Platon için gerçeklik aklýmýzla düþündüðümüz soyut bir þey iken, Aristo’da ise gerçeklik duyularýmýzla algýladýðýmýz nesnelerin ta kendileriydi.

 

Aristo’nun ‘ereksel neden’ olarak adlandýrýlan kuramýna göre ise her þeyin hatta cansýz maddelerin bile ereksel (amaçsal) bir nedeni vardý. Örneðin yaðmur yaðýyordu çünkü özellikle bitkiler ve diðer canlýlar için yaðmura ihtiyaç vardý. Bu bakýmdan Aristo yaðmur damlalarýna bile bir görev ve amaç vermekteydi.

 

Aristo kâinatýn devinimleri ile ilgili görüþlerinde ise gökcisimlerinin devinim ve hareketlerinin bir ilk kaynaðý ve ilk hareket ettiricisi olmasý gerektiðini düþünmekteydi. Bu güce Aristoteles ‘ilk devindirici’ yani ‘Tanrý’ diyordu.

 

Ahlak konusunda ise Aristo “altýn orta”cýdýr. Örneðin “ne korkak ne de aþýrý atýlgan olmak bunun yerine sadece cesur olmak” yahut “ne aþýrý aç ne de aþýrý tok olmak sadece ölçülü doymak”… Aristo mutluluðun sadece bu þekilde “orta yol” ile mümkün olacaðýný düþünüyordu.

 

Felsefi mirasý

 

Aristo’nun felsefi mirasýnýn en önemli öðesi hiç þüphesiz Avrupa uygarlýðýna ýþýk tutan bilim dilini geliþtirmesi ve ‘Aristo Mantýðý’ olarak bilinen Mantýk kuramýný bilim dünyasýna kazandýrmýþ olmasýdýr. Her ne kadar dogmatik yapýsý ve ‘düz mantýk’ olarak adlandýrýlmasýyla günümüzde eleþtirilse de Aristo birçok bilimin sistematik alt yapýsýný oluþturmasý bakýmýndan önemli bir filozoftur.

 

Aristo’ya eleþtiriler

 

Aristoteles’in her þeyi sýnýflandýrma ve mantýk örgüsü içerisinde inceleme çabasý her ne kadar bilimsellik açýsýndan doðru bir yaklaþým olsa da, özelden ve özden uzaklaþma ve detaylarda boðulma olarak da nitelenebilir. Aristo önü alýnmaz bir þekilde her nesneyi incelemek ve detaylý bir þekilde kategorize etmek istiyordu ancak bu durumda duyulara aþýrý bir güven söz konusuydu. Duyular ise çoðu zaman insaný yanýltabilirdi.

 

Bunun yanýnda Aristo’nun mantýðý ve onun kategorizasyonu ile ilgili en ciddi eleþtiri bir Ýslâm bilgini olan Ýbn Teymiyye’den gelmiþtir. Teymiyye, “Yunan mantýðýna, ne zekî olan bir kimse ihtiyaç duyabilir, ne de ondan, aptal bir kimse yararlanabilir” diyerek bunun beyhude bir çaba olduðunu ifade etmek istemiþtir.

 

Öte yandan Aristo mantýðý akliyatçý bir yaklaþýmdýr. Aklý öne çýkararak naklin (vahiy) saf dýþý edilmesi gibi bir durum söz konusudur ki; Ýslâm yaklaþýmýna göre bilginin en güvenilir kaynaklarýndan biri vahiydir ve göz ardý edilemez. Hatta büyük Ýslâm müceddidi Bediüzzaman’a göre akýl, vahiy olmadan hakikati kavrayamaz, týpký gözün güneþ olmadan göremediði gibi…

 

Aristo’nun ‘ereksel neden’ ile açýkladýðý hakikat doðru olmakla beraber, müsebbib olan Yaratýcý ile ilgili öngördüðü ‘ilk devindirici’ yaklaþýmý ise eksiktir. Zira Kur’ânî ölçülere göre Allah-u Teâla her an bir yaratýþ halindedir. (Rahman, 29) Hem müsebbib (sebepleri yaratan), hem de müdevvirdir (evirip çeviren).

 

Son olarak, Aristo mantýðýna getirilen en genel geçer eleþtiri ise düz mantýk (lineer) olmasýdýr. Bunu þöyle açýklayabiliriz. Aristo mantýðýný açýklarken önermeler üzerinden giderek sonuca ulaþmýþtýr. Mesela, “Ýnsanlar ölümlüdür. Aristo bir insandýr. Dolayýsýyla Aristo ölümlüdür.”

 

Bu klasik bir önerme örneðidir. Günümüz bilimcileri ve hakikat noktasýnda lineer mantýk ile puslu (fuzzy) mantýk arasýnda en belirgin ayrým þu þekilde açýklanabilir: Lineer mantýkta “A veya A deðil” þeklinde nitelenen durum, puslu mantýkta ise “A ve A deðil” þeklinde nitelenebilir. Yani matematiksel lineer mantýk için bir þey ya vardýr ya yoktur, iki durum bir arada bulunamaz. Puslu mantýkta ise bu bir hayli mümkündür. Nitekim günümüz bilim algýsýnýn vardýðý noktada Aristo’nun lineer mantýðýndan ziyade puslu mantýk anlayýþý daha geçerli bir konuma gelmiþtir.

 

Netice itibariyle Yaratýcýnýn hiçbir mantýk kuralýna mahkûm olmadýðýný ve her an algý dünyamýza yeni ve farklý yorumlar sunabileceðini de unutmamak lazým. Ancak deðiþmeyen tek gerçeklik ise, onun ebedi ve ezeli varlýðýdýr.

 

 

Umut YAVUZ

Genc Yaklasim

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dein Kommentar

Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.

Gast
Auf dieses Thema antworten...

×   Du hast formatierten Text eingefügt.   Formatierung jetzt entfernen

  Nur 75 Emojis sind erlaubt.

×   Dein Link wurde automatisch eingebettet.   Einbetten rückgängig machen und als Link darstellen

×   Dein vorheriger Inhalt wurde wiederhergestellt.   Editor leeren

×   Du kannst Bilder nicht direkt einfügen. Lade Bilder hoch oder lade sie von einer URL.

×
×
  • Neu erstellen...