Webmaster Posted March 12, 2008 Share Posted March 12, 2008 SAYIN Oktay Ekþi bana soruyor; evet, Fransa’da din ve vicdan özgürlüðü tamdýr ama kilise orada din devleti kurma iddiasýnda mý?! Oktay Aðabey’in eleþtirdiði 7 Mart günlü yazýmda, Fransýz tarihinde militan laikliðin liberalleþtiðini, Katoliklerin de özgürlükçü bir laikliði benimsediðini yazmýþtým. Oktay Aðabey’e göre ise, bizde “þeriat tehlikesi” olduðu için Fransýz laikliðindeki özgürlükleri tam örnek alamayýz. Bu, çok yaygýn görüþe göre, Ýslam din devleti ister; Hýristiyanlýk’ta ise “Sezar’ýn hakký Sezar’a” denilerek din ve devlet ayrýlýðý kabul edilmiþtir... Maalesef bizim Anayasa Mahkememiz de bu çok yüzeysel ve basite indirgemeci görüþü benimsemiþ ve Türkiye’de laikliðin, din farký sebebiyle, Batý’daki gibi olmamasý gerektiðine hükmetmiþtir! (Karar No: 89/12) Hýristiyanlýk laik mi? - Evvela, Ýslamda da kul hakký ve Allah hakký gibi, dini hükümler ve hukuki hükümler gibi, itikat ve muamelat gibi ayýrýmlar vardýr. - Ýkincisi, dünya hayatýna ve siyasi otoritenin ödevlerine iliþkin inanç hükümleri bulunmayan din yoktur. Hýristiyanlýk tabiaten laikliði kabul eden bir din ise, tarihteki kavgalar neydi?! - Bizde “din devleti” deniliyorsa, bunun Avrupa tarihindeki benzeri “itikadi devlet” diye çevirebileceðimiz “confessional state”dir. Klasik Katoliklikte hâkimiyet millete, topluma, dünyaya deðil, Tanrý’nýn yeryüzündeki temsilcisi olan Papa’ya aittir. “Eski Rejim”de din ve devlet kaynaþmýþtýr. Kral “tanrýsal haklar”a dayanarak hükmeder ve bunu Papa belirler. Papa’nýn ilan ettiði günah ve sevaplar devlet tarafýndan uygulanmasý gerekli yasak ve emirlerdir! Kýsas gibi cezalar Ýncil’de de vardýr... Bugünkü Avrupa’ya bakarak, Hýristiyanlýðýn tarihte de din-devlet ayýrýmýný kabul ettiðini düþünmek, çok kolay ama mutlak yanlýþ bir ‘anakronizm’dir. Sosyal geliþmenin rolü Fransa’da din ve laikliðin özgürlükte uzlaþmasýný saðlayan husus, Devrim’in kanlý sopasýndan ziyade, baþta tren yollarý (ulaþtýrma) ve þehirleþme olmak üzere, toplum yapýsýnýn deðiþmesidir. Sosyal geliþme hem klasik Katolisizmin müminlerini hem totaliter laikliðin mücahitlerini liberalleþtirmiþ, bugünkü özgürlükçü uzlaþma oluþmuþtur. Türkiye’de de mesele, þehirleþme ve eðitim gibi süreçlerde din algýsýnýn nasýl bir yön izlediðidir; din devleti mi isteniyor, özgürlükçü bir laiklik mi? Oktay Aðabey, “Þeriat tehlikesi var” diyor; Demirel’in son sözlerini de buna kanýt gösteriyor! Dün baþka konuþmuþ olan Demirel yarýn bambaþka þeyler de söyleyebilir. Býrakýn Demirel’in sözlerini, bu konular dinin naslarýna bakarak da resmi ideolojinin dogmalarýný tekrarlayarak da analiz edilemez. Tarihi ve sosyolojik araþtýrmalar gerekir. Saygýn akademisyenlerin araþtýrmalarý gösteriyor ki, Türkiye’de geniþ dindar kitle demokrasiyi ve özgürlükçü laiklik ilkesini benimsemiþtir. Hatta “görünürlüðü” artan dinselleþme, özünde sekülerleþiyor bile! Þeriat devleti isteyenler hem oran hem statü bakýmýndan çok marjinalleþmiþlerdir. Laikliðimiz artýk bilime güvenmeli, eski vehimlerinden kurtularak liberalleþmelidir. NOT: Bu konularda iki kaynak: - Norman Ravitch, The Catholic Church and The French Nation, Routledge 1990. - Roger Chartier, Cultural Origins Of The French Revolution, Duke University 1991. 12/03/2008 Taha AKYOL MÝLLÝYET Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Join the conversation
You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.