Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

Kapýsýný teröristlerden baþka kimsenin çalmadýðý yaþlý kadýnýn ruh donduran sözleri...

 

Yüreðimizi getirdik size !

 

Tedbirli giyindikleri için soðuk içlerine iþlemese de duyduklarý karþýsýnda ruhlarý donmuþtur.Harun Tokak yaþlý Anadolu kadýnýný ve ona ulaþan yiðitleri yazdý.

 

 

Daðlar arasýnda unutulmuþ bir köy…Mardin'e baðlý…

 

Evlerinin kapýlarý kapalý köy, derin bir sessizliðe sarýnmýþ sanki kuþluk uykusunu uyuyordu.

 

Bu köye ilk kez geliyorlardý…

 

Ortalýklarda kimsecikler görünmüyordu. Ýlk gün olmasýna raðmen, bayramýn neþvesinden hiçbir emare yoktu. …

 

Üç- beþ bacadan tüten dumanlar üþüyor, yiyecek bulamadýðý için karlý dallarda büzüþen kuþlar üþüyor, köy üþüyordu.

 

Her þey sinmiþ, her þey susmuþ bu köyde.

 

Koca köy, baþýný parkasýna sokmuþ bir adam gibi beyaz bir sessizliðe gömülmüþ öylecene duruyordu.

 

Gözlerine, uzakta kardan bir kümbetin önünde eðilip kalkarak bir þeyler yapan bir kýz çocuðu iliþti.

 

Köydeki tek hayat emaresine doðru sürdüler arabayý.

 

Küçük bir kýz çocuðu; arada bir üþüyen minik ellerine hohlayarak karlarýn altýndaki tezekleri çýkarmaya çalýþmaktadýr.

 

Ayaklarýndaki terlik üþüyor, rüzgârýn üzerindeki elbise üþüyor, savrulan saçlarý üþüyor.

 

Arabanýn kendine doðru geldiðini fark edince evine doðru koþar ve kapýyý korkuyla kapatýr.

 

Ýstanbullu bir iþ adamý olan Ahmet Bey, yol arkadaþý Cemil Bey'le birlikte; arabalarýna yardým paketlerini, kurban etlerini doldurarak bu bayramý Güney Doðu'da geçirmeye karar verdiðinde yollarý bu köye düþer.

 

Onlar yalnýz deðildi. On binlerce arkadaþlarý, Doðu'ya, Güney Doðu'ya, dünyanýn dört bir yanýna daðýlmýþlardý…Sanki küresel bayram günlerini idrak ediyordu insanlýk.

 

Sabah þehirden geçerken, çocuklarýn, asker ve polis aðabeylerinin elinden bayram hediyelerini almasý çok rikkatlerine dokunmuþ, yýllarca özlenen bu sevgi þölenini dakikalarca gözyaþlarý içinde izlerken “yüreklerine sevgi tohumlarý ekilen bu çocuklarýn devlete, millete ve bayraða asla düþman olmayacaklarýný” düþünmüþlerdi.

 

Neyse ki yüreði bölünmüþ bu onurlu insanlarý silahla sindirmenin çare olmadýðý geç de olsa anlaþýlmýþtý.

 

Bayramlarý bile çalýnmýþ bu köyde biraz önce bir kýz çocuðunun koþarak girdiði kerpiç evin kapýsýný çalarlar. Turuncu renkli elbiselerinin sýrt ve göðüslerindeki kelimeler dile gelir.

 

“Kimse yok mu?”

 

”Ne istiyorsunuz bizden?”

 

“Biz geldik kapýyý açar mýsýnýz?

 

“Gidin artýk buralardan, iki oðlumu aldýnýz, kýzýmý da aldýnýz, size verecek canýmýzdan baþka bir þeyimiz kalmadý. Yeterin artýk dokunmayýn bize. Küçük bir kýzýmdan baþka kimsem yoktur. Onu da beni öldürmeden alamazsýnýz.”

 

Tedbirli giyindikleri için soðuk içlerine iþlemese de duyduklarý karþýsýnda ruhlarý donmuþtur.

 

“Korkular sindirmiþ bu insanlarý” der, Ahmet Bey;

 

“Anacýðým! Biz onlardan deðiliz, Ýstanbul'dan geldik, size kurbanlarýmýzý getirdik. Sizi kurban kýlmak için deðil, size kurban olmaya geldik; sizden almaya deðil, size yüreðimizi vermeye geldik.”

 

Kerpiç evin küçük tahta kapýsý gýcýrtýyla aralanýr. Aðýr bir tezek kokusu karþýlar misafirleri. Kapýnýn aralýðýnda beli bükülmüþ, omuzlarý kederden çökmüþ, yaþlý bir ana belirir; “Hodeþti razý bi-hoþ geldiniz- yavrularým”

 

Ahmet Bey'in Ýstanbul'daki anasý gelir aklýna; elli yýldan beri bayramlarý hep anasýyla birlikte idrak etmiþtir. Bu bayram anasýna sarýlamamýþtýr. Anasýna sarýlýr gibi sarýlýrken bu yaþlý kadýna, kendi kendine;

 

“Anacýðým! Kusura kalma bu bayram sana sarýlamadým ama yýllardýr evladýna sarýlamayan, yavrularýnýn kokularýný ciðerlerine çekemeyen acýlý analar var buralarda. Bensiz bayramlara alýþ artýk anacýðým. Bundan böyle benim bayramlarým, bu analarla, bu çocuklarla geçecek. Hatta sizi de buralara getireceðim bayramlarda. Bayramlar paylaþmaktýr ama biz sadece mutluluklarý paylaþmýþýz, acýlarý deðil. Buralarda paylaþýlmamýþ yumak yumak acýlar var anacýðým” der.

 

Yaþlý kadýn, Ahmet Bey'in aðladýðýný fark eder:

 

“Neden aðlýyorsun yavrum”

 

“Anam aklýma geldi anacýðým, anam; sen bana anam gibi sarýldýn da.”

 

“Kapýyý geç açtýðým için kusura kalmayýn evlatlarým, teröristler iki körpe oðlumu ve kýzýmý kopardýlar benden. Yüreðim, onlarýn hasretiyle yanar yýllardýr. Ben yine onlar geldi zannettim, bizim kapýmýzý bu güne kadar teröristlerden baþka kimse çalmadý ki”

 

Kapýnýn aralýðýnda içerinin yürekler acýsý manzarasý görülür. Burasý gerçekten bir ahýrdýr. On sekiz-yirmi metrekare bir oda; hem yatak odasý, hem mutfak, hem misafir odasý, birkaç da koyun bir arada, hepsi bu odanýn içindedir. Gözyaþlarýný tutamaz Ahmet Bey; “Anacýðým siz burada mý kalýyorsunuz?”

 

“He ya yavrum, burasý sýcak oluyor, baþka kalacak yerimiz de yoktur.”

 

Ananýn elini öperler, küçük kýza gocuk, elbise ayakkabý, eve, et ve gýda paketi býrakýrlar.

 

Ahýr evde; yýllardýr cansýz duran mutluluðun kalb atýþlarý duyulmaya baþlar.

 

Az önce üþüyen, titreyen kýzcaðýz sýcacýk gocuðun içinde minik bir prenses gibi gülücükler daðýtýr.

 

“Anacýðým! Biz diðer evlere nasýl ulaþtýracaðýz bunlarý. Tek tek dert anlatmak zor olacak; bize yardýmcý olur musun?”

 

Kapýnýn önüne çýkar yaþlý ana ve bir zýlgýt çeker, o sessiz ve sakin köyün kerpiç evlerinin kapýlarý açýlýr ve her evden beþer onar çocuk dýþarý fýrlar.

 

Az sonra yardým konvoyunun etrafý çocuk, kadýn, erkek dolmuþtur.

 

Çoklarýn üzerinde doðru dürüst giyecek elbiseleri, ayaklarýnda ayakkabýlarý yoktur.

 

Buz kesmiþ ellerine aldýklarý yardým paketleriyle atlý karýncalar gibi tutarlar evlerinin yolunu. En son kalan boynu bükük bir kýz çocuðudur. Günlerdir tarak yüzü görmediðinden, pürçeklenmiþ saçlarý savrulmaktadýr soðukta. “Belli ki annesinin taramaya eli ermemiþ” diye düþünürler.

 

Ellerinin eklem yerleri param parça olmuþ küçük kýz, paketi tutmakta zorlanýr.

 

Ahmet Bey'in dikkatini çeker küçük kýzýn periþan hali. Gönlü hoþ olsun diye; “Anne- babana da selam söyle” diye seslenir arkasýndan. Arkasýna dönüp, acý pýnarý çakýr gözleriyle Ahmet Bey'in yüreðini delercesine bakan zavallý kýzcaðýzýn yanaklarýnda üþür gözyaþlarý.

 

”Annem -babam yok ki”

 

Bittiði andýr Ahmet Bey'in, sözler aðzýnda düðümlenir, yaþlar gözünde irileþir, yüreðindeki acý dalgalarý kabarýr. Yanýna gider, ellerini gezindirir ipek saçlarýnda.

 

“Kabul edersen ben senin baban olmak istiyorum. Pek yakýnda hanýmýmý da getireceðim o da annen olacak. Sen ve kardeþlerin artýk bizim evladýmýz olacaksýnýz. Sizi okutacaðýz, her türlü ihtiyacýnýzý biz karþýlayacaðýz. Sen þimdi üzülme” der ve elleriyle siler üþüyen gözyaþlarýný.

 

Paketleri birlikte taþýrlar evine; ipek saçlý kýzýn, çakýr gözlü kýzýn, yetim kýzýn.. .

 

Gün ikindiye kaydýðýnda ulaþmadýklarý kimse kalmamýþtýr.

 

“Yýllardýr bayram idrak ediyoruz ama hiç bu kadar mutlu bir bayram yaþamadýk, artýk evlerimizde bayram bitmiþtir. Gelecek yýl çocuklarýmýzý da alýp geleceðiz. Yatýrýmlar yapacaðýz buralarda, bu köy ve kasabalarýn gönüllü hemþehrisi olup sýk sýk gelip -gideceðiz, artýk bir ayaðýmýz buralarda” diye sözleþirler.

 

Allah'a (c.c) yakýn olmanýn yolunun halka yakýn olmaktan geçtiðini fark ederler.

 

Gecenin en siyahýnda beliren bir ýþýk; gelen günün daha güzel olacaðýný haber verirken yüreklerini býrakarak ayrýlýrlar daðlar arasýndaki köyden. .

 

HARUN TOKAK/YENÝ ÞAFAK

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dein Kommentar

Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.

Gast
Auf dieses Thema antworten...

×   Du hast formatierten Text eingefügt.   Formatierung jetzt entfernen

  Nur 75 Emojis sind erlaubt.

×   Dein Link wurde automatisch eingebettet.   Einbetten rückgängig machen und als Link darstellen

×   Dein vorheriger Inhalt wurde wiederhergestellt.   Editor leeren

×   Du kannst Bilder nicht direkt einfügen. Lade Bilder hoch oder lade sie von einer URL.

×
×
  • Neu erstellen...