Jump to content
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Recommended Posts

Rabbim görün bana bakayým Sana

 

 

A'raf Sûresi'nin 143. ayeti, Hz. Musa (aleyhisselam)'ýn, farklý bir buudda buluþma yerine gelip Rabb'inin kelamýna muhatap olduktan sonra, Cenab-ý Hakk'tan taleb-i rüyetini (Cenab-ý Hakk'ý görmek istemesini) anlatmaktadýr.

 

 

Evet o, bu ayette Rabb-i Kerim'ine, "Rabbim, görün bana, bakayým Sana!" yani Rabb'im tecelli buyur, nurdan hicabýný kaldýr, vuslatýna vâsýl olup göreyim Seni! demiþtir. Kelamcýlar arasýnda bu meselenin deðiþik yönleriyle bir hayli ve oldukça uzun boylu münakaþasý yapýlýr. Meselenin bir yönünü, "Cenab-ý Hakk'ýn görülüp görülmeyeceði", diðer yönünü de, "Cenab-ý Hakk'ýn görülmesi mümkünse, dünyada herkes bunu görebilir mi?" hususu teþkil eder. Þayet O'nun görülmesi dünyada mümkün deðilse, Hz. Musa'nýn isteði ne manaya gelir?

 

Önce kýsaca bir fikir vermek için dolaylý yoldan soruyla alakalý bazý hususlarý arz etmek istiyorum. Ehl-i Sünnet, Cenab-ý Hakk'ýn rü'yetinin mümkün olduðunda icma halindedirler. Allah (celle celâluhu) görülür ama bu, bizim sair eþyayý görmemiz gibi deðildir. Biz, gördüðümüz þeyleri güneþin ziyasý altýnda, göz yardýmýyla görürüz. Bunun için de gözün tümsekliði, yaratýlýþ keyfiyeti, göz-ýþýk münasebeti gibi þartlar lazýmdýr. Allah mesafeden, ziya ile görünmekten münezzeh olduðu gibi, görünmek, bilinmek için ýþýða ihtiyaç duymadan da münezzehtir. Allah, gözlerimizi bu dünyada Zât'ýný görebilecek mahiyette yaratmamýþtýr. Allah görülür, ama nasýl? Kalble mi? Basarla mý? Basiretle mi? Ya da O, baþka bir göz lütfeder de onunla mý görülür? Bunlarý bilemeyiz; bilemez ve keyfiyet mevzuunda hiçbir þey söyleyemeyiz.

 

Akaid kitaplarýnda "Cennette müminler, keyfiyetsiz, kemmiyetsiz, riyazî ve hendesi ölçüler içine girmeyecek þekilde Rabb-i Kerimlerini görürler." deniliyor. Esasen O'nu görme mevzuu darb-ý meselle dahi anlatýlamaz. Çünkü görülmek istenen Zât-ý Bâri'dir; þuunatý, tecellisi ve esmâsýnýn cilveleri deðil. Burada verâlarýn verâsýnda, hicabý Nur olan Cenab-ý Hakk'ýn Zât'ýnýn görülmesi söz konusudur. Sahih, hatta mütevatir derecesine varan hadis-i þeriflerinde Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), ahirette Cenab-ý Hakk'ýn görüleceði hususunu teyit etmektedir: Cerir b. Abdullah (radýyallahu anh)'in anlattýðýna göre, "Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir dolunay gecesi aya baktý ve: "Siz þu ayý gördüðünüz gibi Rabbinizi de böyle perdesiz göreceksiniz ve O'nu görmede bir sýkýþýklýk da yaþamayacaksýnýz (herkes rahatça görecek)..." buyurdular. (Buhari, Tevhid, 24; Müslim, Mesâcid, 211)

 

Allah'ý görmek O'nu bilmek ile orantýlýdýr

 

Ehl-i sünnet âlimleri, dünyada muktedir olamasalar da insanlarýn ahirette Allah'ý görebileceðini söylerler. Onlara göre, "Gözler O'nu idrak edemez, fakat O, bütün gözerli idrak eder" mealindeki En'am Sûresi 103. ayetinin nefyettiði þey ihata meselesidir. Evet, Allah ihata edilmez. Ýhata, bir meseleyi olduðu gibi kavramadýr. Kavrama ise, meseleyi kemmi ve keyfi ölçüler içine sokar. Sýnýrlý bir insanýn ihata edebildiði þeyin de sýnýrlý olmasý icap eder. Bir insanýn, Hâlýk-ý kâinat gibi nâmütenahî (sýnýrsýz) olmasý lazým ki O nâmütenâhiyi idrak edebilsin. Hâlbuki bu, katiyen mümkün deðildir. Daha doðrusu Allah, imkân âlemi içinde böyle sýnýrsýz bir varlýk yaratmamýþtýr.

 

Öyleyse insan Allah'ý görür ama ihata ve idrak edip kavrayamaz. Zannediyorum bunu böyle anlamak en uygunudur ve ehl-i sünnet de böyle anlamýþtýr. Evet, cennette müminler, her hafta, Cenab-ý Hakk'ýn cemâl-i bâkemâlini kendi mirât-ý ruhlarýna göre müþahede edecekler. Herkes O'na karþý ne çapta bir ayna tevcih etmiþse, O da o kadar tecelli ile onu þereflendirecektir. Yani herkes O'nu kendi mirât-ý ruhuna göre görecektir. Bunun manasý, Allah cennette görülecek demek deðil; görenler cennette bulunacak ve görecekler demektir.

 

Mü'minler cennette Cenâb-ý Hakk'ý müþahede edeceklerdir. Elbette bu görme, Cenâb-ý Hakk'a bir mekan izafesi manâsýna gelmez. Çünkü, mü'minler, cennette Cenâb-ý Hakk'ý göreceklerdir' demek, Cenâb-ý Hakk, mekân itibariyle cennette olacak demek deðildir. O, zaman ve mekân kayýtlarýndan mukaddestir, yücedir.

 

Ýþte bu görme, her mü'min için marifeti nispetinde olacaktýr. Kim Cenâb-ý Hakk'ý ne kadar biliyorsa, marifet-i Ýlâhî'de ne kadar derinleþmiþse, gözünden açýlan perde de o nispette olacaktýr. Onun içindir ki, bir nebi, bir veli ve sýradan diðer bir insanýn orada müþahedeleri farklý farklý olacaktýr. Bu sebeple Allah bilgisi çok önemlidir. Bu bilginin mutlaka marifet eksenli temrinlerle, ibadetlerle takviye edilmesi gerekir. 0 Mesihî rûhun bir baþka yaný da, onda kozalite'nin, yani sebep-netice münasebetinin aþýlmýþ olmasýdýr. Tefekkür, marifete ayrý derinlik kazandýrýr ibadet onu insanýn tabiatý hâline getirir. Kim dünyada ne kadar derinleþmiþse cennetten de, Cemalullah'ý müþahededen de o derece zevk ve lezzet duyar.

 

ÖZETLE

 

1- Hazreti Musa, Rabb'inin kelamýna muhatap olduktan sonra "Rabbim, görün bana, bakayým Sana!" yani Rabb'im tecelli buyur, nurdan hicabýný kaldýr, vuslatýna vâsýl olup göreyim Seni! Demiþtir.

 

2- Ehl-i sünnet, Cenab-ý Hakk'ýn rü'yetinin mümkün olduðunda icma halindedirler. Ama bu, sair eþyayý görmemiz gibi deðildir. Allah, gözlerimizi bu dünyada Zât'ýný görebilecek mahiyette yaratmamýþtýr.

 

3- Allah'ý görme, kulun marifetine göre olacak, kulun gözündeki perde de o nispette açýlacaktýr. Bir nebi, bir veli ve sýradan bir insanýn orada müþahedeleri farklý farklý olacaktýr.

 

M.F.Gülen

07 Eylül 2007, Cuma

Link to comment
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Create New...