Webmaster Geschrieben 24. September 2007 Teilen Geschrieben 24. September 2007 Kendilerine Zekât Düþüp Düþmeyen Kimseler 1 - Bir kimse zekâtýný, fakir olan kendi usûl ve fürûuna yani, babasýna, dedesine, anasýna, ninesine, oðul ve torunlarýna veremez. Fakir olan hanýma da zekât düþmez. Çünkü bunlara verilen zekâtýn menfaati, kýsmen zekât verenin kendisine ait bulunmuþ olur. Bir cebinden çýkarýp öbür cebine koymak gibi bir durum ortaya çýkar. Halbuki zekâtýn menfaatý, zekât verenin kendisinden tamamen kesilmiþ olmasý ve baþkalarýný faydalandýrmasý þarttýr. Ýmam-ý Ebû Yûsuf ve Ýmam-ý Muhammed`e göre, bir kadýn zekâtýný fakir olan kocasýna verebilirse de, Ýmam-ý A`zam`a göre veremez. Zira hukuken mal ayrýlýðý prensibi sebebiyle, kadýnýn mal ve zinetleri kadýnýn sayýlmakta, dolayýsýyla koca fakir iken kadýnýn zengin olmasý mümkün olmakta ise de, örfen aralarýnda bir menfaat ortaklýðý vardýr. Bu bakýmdan kadýnýn fakir kocasýna zekât vermesi câiz olmaz. * Damad kayýnbabasýna, kayýnbaba damadýna zekât verebilir. * Þâfiî mezhebinde sýrf borcu kapatmak için usûl ve fürû birbirine zekât verebilir. 2 - Aslî ihtiyaçlarýndan baþka nisab miktarý bir mala sâhip olan kimseye, zengin sayýlacaðý için zekât verilmez. Çünkü zekâtýn gaye ve hikmeti, fakire yardým ve onun ihtiyaçlarýný gidermek, sýkýntýlarýný yoketmektir. Zekât gibi öþürler, keffâretler, nezirler ve fitreler de zengine verilmez. Bunlar zengine verildiði takdirde müstehakkýný bulmamýþ olacaðýndan makbûl olmaz. Yeniden verilmesi gerekir. Zengine vâcib sadakalardan verilmese de, nafile sadakalar verilebilir. Çünkü bu sadakalar bir hibe mahiyetindedir. Zengine hibe yapýlmasý câiz olduðu gibi, nafile sadaka da câiz olur. Ne var ki bu gibi hibe ve sadakalarda, fakire verilen sadakalardaki sevab ve fazilet yoktur. 3 - Kendisine zekât verilecek kimse zekâtýn verildiði vakitte zekâta ehil olmalýdýr. Bu ehliyetin sonradan ortadan kalkmasý, zekâtýn sýhhatine mâni olmaz. Meselâ: Senesi dolmadan bir malýn zekâtý bir fakire verilse, zekâtýný yeniden vermek icab etmez. Sen zengin oldun diye geri de istenemez. Zira zekât verildiði anda, o þahýs zekât almaya müstehak idi. 4 - Bir kimse zekâtýný zengin bir adamýn küçük çocuðuna veremez. Çünkü bu çocuk babasýnýn malýyla zengin sayýlýr. Fakat zengin bir kadýnýn fakir ve yetim olan çocuðuna zekât düþer. Çünkü çocuðun nesebi, baba tarafýndan sabittir. Anasýnýn servetiyle zengin sayýlmaz. Bir kimse zekâtýný zengin bir þahsýn fakir olan babasýna veya fakir olan büyük oðluna veya kýzýna veya o þahsýn fakir olan hanýmýna verebilir. Zira bunlar birbirlerinin servetiyle zengin sayýlmazlar. 5 - Zekât gayr-i müslimlere verilmez. Çünkü bu, fakir müslümanlarýn hakkýdýr. Yalnýz Ýmam-ý Züfer, zekâtýn, Ýslâm vatandaþlýðýna girmiþ ehl-i kitabdan fakir gayr-i müslimlere (ehl-i zimmeye) verilmesini câiz görmüþtür. Çünkü ona göre zekâttan maksad muhtaç olanlarý ihtiyaçtan kurtarmaktýr. Muhtaç durumda olan zimmîlere verilmesiyle de, bu maksad hâsýl olur. Nafile sadakalarýn zimmîlere verilebileceðinde ise, ittifak vardýr. 6 - Zekâtý önce akrabanýn fakir olanlarýna vermek efdaldir. Çünkü bunda hem zekât sevabý, hem de sýla-i rahim sevabý vardýr. Yukarýda da belirttiðimiz gibi usul ve zekât düþmez. Bunun dýþýnda akrabadan zekâta müstehak olan kimselerin tercih sýrasý þöyledir: Erkek ve kýz kardeþler, Bunlarýn evlâdlarý (yeðenler),Amcalar, halalar ve amca ve halalarýn evlâdlarý. Bunlardan sonra diðer uzak akrabalar gelir. Bu gibi akrabalardan sonra, fakir komþulara ve meslektaþlara vermek efdaldir. 7 - Zekât öncelikle malýn bulunduðu yerdeki fakirlere verilmelidir. Baþka yerdeki fakirlere gönderilmesi mekruhtur. Ancak kendisine zekât gönderilecek o uzak yerdeki kimseler akrabadan iseler, kerahat kalkar, bil`akis onlara zekât gönderilmesi efdal hâle gelir. Bir de zekât sene dolmadan önce ödenecekse, baþka bir beldeye gönderilmesinde bir mahzur görülmemiþtir. Zekâtýn bir baþka bölgeye naklinde kerahat olmayan bir baþka durum da nakledilen beldenin fakirlerinin daha muhtaç ve fakir olmasý hâlidir. Veya zekâtýn o beldeye naklinde müslümanlarýn daha çok menfaatýnýn olduðu tahmin edilmesidir. Âlim bir fakire zekât vermek, cahil bir fakire vermekten daha fazîletlidir. Bu bakýmdan âlim bir zâta veya ilim öðrenmek için çaba gösteren bir talebeye, baþka bir beldede de olsa zekât göndermek câiz ve isabetli olur. Borcun ne elemli bir musibet olduðunu hepimiz biliriz. Bu bakýmdan bu musibetten kurtulmasý, borçlarýný temizleyerek huzura ermesi için, zekâtýn baþka bir beldede oturan bir borçluya verilmesinde de fakihler kerahet görmemiþlerdir. Bayramlarda akraba çocuklarýna, fakir bir müjdeciye verilecek bahþiþlerin zekât niyetiyle verilmesi de câizdir. 8 - Zekât, cami, mektep, hastahane gibi hayýr kurumlarýna ve yol, çeþme, köprü gibi hayýr iþlerine verilemez. Çünkü zekât, bizzat fakir þahsýn hakkýdýr. Hükmî þahsiyetlere zekât câiz olmaz. Ayrýca zekâtta temlik, yani, mülk edinme þartý da vardýr. Verilen zekât ancak fakir tarafýndan temlik edilir, yani, mal veya para olarak bizzat teslim alýnýr, kendi mülkü hâline getirilirse sahih olur. Bu bakýmdan - meselâ - fakirlere ziyafet verip onlarý doyurmak suretiyle zekât mükellefiyeti ifa edilmiþ olmaz. Zira bunda temlik yoktur. Zekâtta temlik þart olduðundan dolayýdýr ki, deliye ve henüz bülûða ermemiþ çocuða zekât verilmez. Çünkü bunda temlik yoktur. Ancak bunlarýn velisi veya vasisi varsa, o veli ve vasiye verilmesi câiz olur. Veli ve vasî aldýklarý zekâtý, sadece vasîsi olduklarý akýl hastalarý veya çocuklar için sarfederler, kendileri için harcayamazlar. Kendisine zekât temlik edilen þahýs, aldýðý bu malý kendi þahsýna harcamayýp bâzý hayýrlý iþlerde sarfederse, meselâ cami, mektep gibi hayýr müesseselerine hibe ederse, bu hibe ve harcama câizdir. Çünkü temlik þartý yerine gelmiþtir. Böylece zekât sâhibi zekâtýnýn sevabýný alýrken, aldýðý zekâtý hayýr müesseselerine hibe eden fakir de ibâdet ve Allah`a kurbiyet sevabýna nâil olur. Ancak bu tamamen ihtiyarî bir durumdur. Hiç kimse, zekâtýný verdiði fakirden o zekâtý bir hayýr müessesesine hibe etmesini, baðýþlamasýný istemek hakkýna sâhip deðildir. Temlik yoluyla alýnan o zekât tamamen fakirin hakkýdýr, öz malýdýr. Dilerse onu ihtiyaçlarýna sarfeder, kendini fazla ihtiyaç içinde görmüyorsa hayýrlý iþlerde de kullanabilir. Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.