Adem Posted July 12, 2005 Share Posted July 12, 2005 Bombalamalar kime hizmet ediyor? Bir olayýn halka yansýyan yüzüyle dünyayý yönetenler açýsýndan anlamý çok farklý olabilir. Þu anda elimizde bir maymuncuk var ve tüm kilitleri kolayca açýyoruz. Eðer herhangi bir yerde büyük bir terör eylemi gerçekleþmiþse bunun failini aramaya gerek yok. El-Kaide’nin yaptýðý belli. Bu durumda bu örgütün ne olduðunu anlamaya çalýþmak ve onu tüm boyutlarýyla tanýmak gerekir. Bir þeyi tanýmak için mutlaka içine girmek gerekmez. Eylemlerine bakarak onun nasýl bir örgüt olduðunu söyleyebiliriz. Bugüne kadar tanýdýðýmýz terör örgütlerinden çok farklý bir yapýyla karþýlaþtýðýmýz açýk. Diðerlerinin eylemleri belli bir coðrafi alanla sýnýrlýyken El-Kaide dünya ölçeðinde eylemler yapýyor. Mesela ETA Ýspanya’da, ÝRA Ýngiltere’de ve benzerleri belli bir alanda faaliyet gösteriyorlar. Oysa El-Kaide her yerde eylem yapýyor. Faaliyet alanýnýn tüm dünya olduðu, herhangi bir yeri onun alanýnýn dýþýnda tutmamýzýn mümkün olmadýðý görülüyor. Ýkinci özelliði hedefinin somut olarak tanýmlanamamasý. Diðer terör örgütlerinin hedefinin ne olduðu, baþarýlý olmasý durumunda neleri gerçekleþtireceðini söylemek mümkün. Ya bir devlet kuracaklardýr ya da mevcut rejimi deðiþtirmek istemektedirler. ‘El-Kaide baþarýlý olursa ne yapacak’ sorusunun cevabý yoktur. ABD’de rejim deðiþikliði mi istiyor yoksa onu parçalayýp küçük devletçikler haline mi sokacak, bilinmiyor. Birisi çýkýp El-Kaide’yi yönetenlere “Kazandýnýz beyler, artýk daha fazla kan dökülmesini istemiyoruz, buyurun ne istiyorsanýz yapýn” dese, ortaya çýkmaya bile cesaret edemeyecekleri belli. Bu durumda hedefleri ne olabilir? El-Kaide’nin üçüncü özelliði sýnýrsýz bir güce sahip olmasý. Tarihin en büyük savunma örgütü olduðu söylenen NATO’yu karþýsýna almakla yetinmemiþ, bu gücü dengeleyebilecek kapasitede olduðu kabul edilen eski Sovyet bloðunun üyeleriyle de savaþmayý göze alabilmiþtir. Son G-8 toplantýsýnda yan yana dizilen liderler, terörü kýnamanýn yanýnda onunla mücadeleye kararlý olduklarýný da ifade etmiþlerdir. Taraflardan biri El-Kaide, diðeri dünyanýn ve tarihin en büyük güçleridir. Ýnsanlýðýn böyle bir tabloyla hiç karþýlamadýðý çok açýk. Sözde örgüt, El-Kaide Onun olaðanüstü yetenekleri bununla da sýnýrlý deðil. Baþka bir þeyi daha ispatlýyor. Bir yanda teknolojinin doruk noktalarýný temsil eden geliþmiþ Batýlý ülkeler, diðer yanda bir maðarada yaþadýðý söylenen bir lider ve onun sayýlarý ve kapasiteleri bilinmeyen sýnýrlý sayýdaki yandaþlarý. Þu anda baþa baþ süren bir mücadele. Hatta El-Kaide’nin bir adým önde olduðu bile söylenebilir. Ýnanýlmaz baþarýlara imza atmýþ, Sovyet bloðunu daðýtmýþ, rejimler deðiþtirmiþ, devlet yýkýp yenilerini kurmuþ istihbarat örgütleri bu yeni örgütün karþýsýnda çaresiz. Ne izini bulabiliyorlar ne de eylemlerini engelleyebiliyorlar. Karþýlaþtýðýmýz tablo bu ve buna inanmamýz isteniyor. Bir masalda okusak abartýlý bulacaðýmýz ne varsa El-Kaide bunun hepsini gerçek hayata taþýyor. Üç beþ kiþiyle bir krallýðýn fethedildiði Yeþilçam filmleri bunlarýn yanýnda bir belgesele dönüþüyor. Ancak bu örgüte atfedilen eylemler de bir gerçek. Tüm bilinen güçleri karþýsýna alabilen, istediði yerde eylem gerçekleþtirebilen, bu eylemlerin sonucu olarak ABD’yi dünya ölçeðinde operasyon yapmaya mecbur býrakan, kurulu düzenin temsilcilerinin bir fotoðraf karesine sýkýþtýrýp tüm dünyanýn efendilerine denk olduðunu gösteren bir güç mevcut. Dünyayý yeniden þekillendiren dinamikleri harekete geçiren, yeni bir düzenin kurulmasýný saðlayacak çatýþmanýn fitilini ateþleyen bu güç kim? Bunun El-Kaide olduðunu kabul edebilirsiniz ve þimdiye kadar iþittiðiniz masallarýn en abartýlýsýnýn gerçek olabileceðine inanabilirsiniz. Ya da bunun bir aþaðýlama olacaðýný düþünür, gerçeðin ne olabileceðini ararsýnýz. Neden Ýngiltere? Ben 11 Eylül’den sonra yaptýðým her yorumda bu eylemin sistem dýþý bir aktörün iþi olmadýðýný, hem eylemin yapýlýþ biçimi hem de yaratacaðý sonuçlar açýsýndan bunun sistem içi büyük bir güç tarafýndan yapýldýðýný düþündüðümü söyledim. Bana göre El-Kaide operasyonun kod adýydý ve böyle bir örgüt yoktu. 11 Eylül ve ondan sonra yapýlan eylemler dünyadaki güç mücadelesi ve kurulacak düzen açýsýndan anlamlýydý ve sistem dýþý bir aktörün ne düþünebileceði ne de yararlanabileceði türden eylemler deðildi. Bu durumda bir çatýþma modeli kurmak ve aktörlerini tespit etmek, söylenenleri kabul etmeyen açýsýndan bir görev haline geliyordu. Kurduðum çatýþma modeli þöyle özetleyebilirim: Taraflardan biri küresel sermayedir. Küresel sermaye, herhangi bir iþletmenin sahibi ve yöneticisi olmayan, sadece nakit servetleri kontrol edenlerden oluþur. Onlarýn yönlendirdiði paralar sadece sahip olduklarý servetlerle sýnýrlý deðildir. Paranýn bir özelliði vardýr. Sahibi ile onu kullanan ayný kiþiler deðildir. Ýnsanlar tasarruflarýný finans kurumlarýna yatýrýr ve onun sahibi olmaya devam ederler; ama onu kullanan finans kurumunun yöneticileridir. Bunlar herhangi bir coðrafyayla sýnýrlandýrýlamaz. Kullandýklarý fonlarý elektronik hýzla bir yerden baþka bir yere taþýyabilirler. Bu özellik, El-Kaide’nin coðrafyayla sýnýrlý olmama özelliðiyle örtüþüyordu. Bu güç tüm bilinen siyasi yapýlarý karþýsýna alabilir. Ekonomik hayatý tepeden kontrol edebildikleri için etkileri, bilinen siyasi yapýlarý aþabilir. Hem siyaseti etkileyebilirler hem de kontrol ettikleri kitle iletiþim kanallarýyla kamuoyunu yönlendirebilirler. Dünya ölçeðinde etkili siyasi akýmlar yaratabilir, darbeler düzenleyebilir, seçimleri yönlendirebilirler. Hükmettikleri parasal sermayeyle yerel finans kurumlarýný, medyayý þekillendirebilirler. Dünyadaki siyasi ve ideolojik akýmlarý belirlemekte en etkili gücü temsil etmektedirler. Bu özellik El-Kaide’ye atfedilen ve tüm dünyayý hasým alabilmesi özelliðiyle örtüþüyordu. El-Kaide’nin siyasi hedefi belirsiz olmasýna raðmen küresel sermayenin dünya için öngördüðü bir model vardý ve bu kýsaca küreselleþme olarak adlandýrýlýyordu. Dünyada herhangi bir El-Kaide yandaþý bulmak mümkün deðildi; ama küreselciler ve onun karþýtlarý vardý. Londra’daki eylem bu modelle açýklanabilirdi. Küresel sermayenin hareket üssü konumuna gelen Ýngiltere, Irak iþgalinde ikinci büyük güç olmasýna, çatýþmanýn bir aracý olarak seçilen Ýslam dünyasýndaki etkinliðine raðmen kendisini gizlemeyi baþarmýþtý ve tüm olumsuzluklarýn faturasýný ABD ödemekteydi. Ortadoðu’daki çatýþmada kazanmakta olan taraf olmasýna raðmen hiçbir bedel ödemiyor, tüm bölge ABD’nin hasmý haline geliyordu. Irak’tan ABD’nin çekilmesi yönündeki baskýlar hem dünyada hem de ABD içinde giderek artýyordu. ABD’nin çekilmesi durumunda buranýn Ýngiltere’ye býrakýlmasýndan baþka seçenek görüyor musunuz? Londra’daki eylem Ýngiltere’nin üzerine örttüðü þalý kaldýrdý ve onun da bu çatýþmanýn bir tarafý olduðunu gösterdi. Ayrýca Ýngiliz kamuoyunda Ýslam karþýtlýðýnýn fitilini yaktý. ABD’nin eylemlerine katýlan; ama sorumluluðu paylaþmayan Ýngiltere, ABD ile ayný fotoðraf karesinde yerini aldý. GAZÝ ÜNÝVERSÝTESÝ ESKÝ ÖÐRETÝM ÜYESÝ PROF. DR. MAHÝR KAYNAK 11.07.2005 Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Webmaster Posted July 13, 2005 Share Posted July 13, 2005 Mahir Kaynak bu konularin uzmanidir. O söylüyorsa dogrudur. Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Join the conversation
You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.