Webmaster Posted May 27, 2005 Share Posted May 27, 2005 Nicin Müslüman oldular? Amerika´da bulunan arkadasimiz Ismail Turgut´tan gelen haberleri sizlerle paylasmak istiyorum: Kendisinden on yil önce teyzesi, sonra da en yakin üc arkadasinin sira ile Müslüman olmasi ve basörtülü hanimin sohbetinin, Islama giden yolda Tapiwa´ya katkisi oldugu süphesiz. Fakat Tapiwa, Kur´an ile basbasa kalinca Müslüman oluyor. Bakara Súresi´nin hemen basinda Tapiwa´yi aglatarak hidayete vesile olacak unsur nedir, ben anlamis degilim. Bir gercek varki, bizim Kur´anda göremediklerimizi, baskalari görüyor; yada baskalarinin gördüklerini biz göremiyoruz. Her akla ayri hitap, her ruha farkli etki ediyor Kur´an. Bir papaz tüm Kur´ani okuyor ve ancak lehep Súresine ulastiktan sonra Kur´an´nin bir mucize olduguna inaniyor ve sehadet getiriyor: “Ebu Leheb´in elleri kurusun! Kurudu da. Mali ve kazandiklari ona bir fayda vermedi. Alevli bir atese girecek. Odun yüklenmis karisi da, boynunda hurma lifinden bükülmüs bir ip oldugu halde.“ (Leheb Súresi; 111: 15.) Papaz diyorki: “Ebu Leheb, Cehenneme girecegini haber veren bu súrenin inisinden sekiz sene sonra öldü. Bu süre icinde- yalanciktan bile olsa – tek bir defa `Müslüman oldum`demesi Kur´an´i yalanci cikarmasina pekala yeterdi. Ne oldu, ne oldum, dedi. Cehennemin dibine gitti. Kur´án mu´cizesini gösterdi.“ Bu súreye böyle bakmak hangimizin aklina gelirdi? Gayrimüslim bir denizci, okumasi icin kendisine Kur´an veren Müslüman arkadasina, Kur´an´i okuduktan sonra soruyor: “Muhammed (asm) denizcimiydi?“ “Denizcimi? Muhammed (asm) cölde dogdu; cölde yasadi; cölde öldü!“ Bu cevap denizcinin oracikta Müslüman olmasina yetiyor. Saskin ve aciklama bekleyen gözlerle bakan Müslüman arkadasina denizci: “Dinle: ´...Engin ve derin bir denizdeki zifiri karanliklar gibi ki; bir dalganin üzerini baska bir dalga kaplar ve o dalganin üzerininide bir bulut! Birbiri üstünde karanliklar! Insan elini cikarip uzatsa neredeyse onu da göremeyecek...`( Nur Súresi; 24:40.) Ben sayisiz deniz firtinalari icinde bulundum. Bizzat yasamadikca, ömrü cölde gecmis birinin, bu firtinalari tarif etmesi mümkün degil. Ku´ran olsa olsa o firtinalari koparan Yaratici´nin kelamidir.“ Bu ilikisi hangimiz kurabilirdik? Üstelik kafirlerin icine düstügü manevi karanliklari tanimlayan bir bahis icinde! Bir baskasi, Kur´an´da “Erkege iki, kadina bir pay veren miras ayeti´“ni (Nisa Súresi:4:176.) okuyunca Müslüman oluyor. Seküler dünyanin en cok tenkid ettigi bir ayetle bir Batili´nin Islama girmesi hele hic aklima sigistiramamistim. Bediüzzaman Hazretleri´nin halen hayattaki talebelerinden Mehmet Firinci Agabey, Risále- i Nur´u Ingilizce´ye tercüme eden esi Ingiliz asilli Sükran Vahide Hanimla Amerika´yi ziyaretlerinde bu garip vak´ayi kendisine naklettigimde dedi ki: “Kardesim gülme. Ben Sükran Hanimdan duydum. Ingiliz soylu ailelerinde anne – baba öldümü, mal varligi bölünmesin diye tüm miras evin en büyük erkek cocugunda kalir. Digerleri bir sey alamazlar. Gelenekte kendisine hic hak taninmayan biri icin, kiz olsun erkek olsun, tam olsun – yarim olsun bir hisse düstügünü bilmek ne kadar ferahlatici!“ Mikras taksiminde Kur´an´in böyle bir tedbire müracaat etmesinin hikmetini merak edenler, aradiklari cevabi Risale – i Nur´da bulabilirler. (Nursi, Bediüzzaman Said, 1994, Mektubat, s.37.) Tanistiklarim icinde Jerald Dirks´in Islama girme vesilesi belki de en ilginc olani. Bu zat meshur Harvard Üniversitesinden den Ilahiyat masterina sahip. Kilise hiyerarsisinde de dekanlik makamina kadar yükselmis. Arap atlarina olan hayranligindan dolayi evinin boy boy at posterleri ve atlarla ilgili cilt cilt kitaplarla dolu oldugunu söylemisti. Hatta küheylanlar hakkinda yüz elliyi askin makale yazmis. Arap kültürüne, oradan da Arap dinine kosturmuslar. Jerald on yil kadar önce solugu Islamda almis. Simdi Kansas Eyaletinin 5 bin nufüslu bir kasabasinda yasayan iki Müslümandan biri. Digeri de, esi Debra. Cenábi Hak diledi mi, atin diliyle de hidayet ediyor. “Dar sokakta gezinirken tam tepemde patlak veren bir insan sesi ile irkildim. Baktim, yüksekce bir yerde biri kulaklari sagir edercesine bagiriyor. Bu bagirtiya ezan diyorlarmis. Müslümanlari namaza davet icin okunurmus(!)...“ Bir batilinin seyahat hatiralarini anlattigi kitabinda alayci misralari okuyan Michael ezan namazin nasil bir sey olduguna merak salarak basladigi arastirmasi sonucu Abdulmálik oluyor. Abdulmálik, Tapiwa´dan bes yil önce Müslüman olan arkadasi. Simdi bu yazar bilseydi ki, Islami hafife aldigi cümleleri maksadinin tam aksine, bir gün, bir yerde, birinin hidayetine vesile olacak, hic bu kitabi yazarmiydi? Ahmet NAZLI Yeni Asya Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Adem Posted May 27, 2005 Share Posted May 27, 2005 Cok heyecan verici bir yazi. Denizle ilgili olayi daha önce de duymustum. Gercekten Efendimiz (sallahualeyhivesellem) hic deniz görmemis. Ve nasil oluyor da hic görmedigi seyleri yaziyor! Zaten sadece deniz konusunda degil, fen, tip, edebiyet, siir, sosyal hayat, kadi, pedagoji ve hemen her konuda en mükemmel seyleri söylemis. Hep en son noktayi en veciz sekilde izha etmis. Üstelik o okuma yazma bilmiyordu. Hicbir kafir, hicbir oryantalist O (sav) un daha önce okur yazar oldugunu iddia edemiyor. Hatta bazi müsrikler Hasa bunlari habesli kölelerden yardim alarak yazdigini iddia etmisti. Sacmaligin bu kadari ancak icinde bulunduklari caresizlikle aciklanirdi. Okuma yazma bilmenin erdem oldugu yerde dogru dürüst arapca dahi konusamayan köleler mi asirlarca gündemden hic düsmeyen edebi bir saheser olan Kurani yazacakti! Kuran gercekten muhtesem bir eser. Onun tercümesi bile bircok özelligi tasimadigi halde insani yerden yere vurmaya yetiyor. Özellikle Tebbet suresi insani hayrete düsüren bir anlatima sahip: "Ebu Leheb'in iki eli kurusun! Kurudu da." Yada su ayet: "Biz insani bir damla sudan yarattik. Bir de bakiyorsun ki apacik düsman kesilmis" Tüylerim diken diken oluyor. Adem Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
aylinyavuzx Posted May 27, 2005 Share Posted May 27, 2005 "Hicbir kafir, hicbir oryantalist O (sav) un daha önce okur yazar oldugunu iddia edemiyor." adem Aklima takilan bir soru: Okuma yazma bilmeyen peygamber, nasil ticaret ile ugrasabiliyordu? Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Adem Posted May 28, 2005 Share Posted May 28, 2005 @Aylinyavuzx O dönemde ticaret yapmak icin okuma yazma bilmenin sart oldugunu düsünmüyorum. Bugün bile Türkiyeye pazarlara gitseniz tonla okuma yazma bilmeyen ama ticaret yapan amcalarla, teyzelerle karsilasirsiniz. Benim dedem de okuma yazma bilmiyordu ama pazarda mal sattigini cok iyi bilirim. Kaldiki eskiden ticaretin kurallari farkliydi ve bugünkü gibi gelismis degildi. Paralarin okunmasini kastediyorsaniz sanirim paralarin sekli bile o zaman cok farkliydi ve hesap kitap icin okuma yazma sart degildi. Adem Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Join the conversation
You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.