Jump to content
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Recommended Posts

 

Samanyolu TV’de yayýnlanan "Diyaloðun Meyvesi" programýný bir arkadaþýmýn tavsiyesi üzerine STV’nin Web sitesinden izledim. Türkiye’de son dönemlerde belli kesimler tarafýndan maksatlý olarak koparýlan yaygaralardan sonra, böyle bir program gerçekten çok mühimdi. Çok deðiþik kesimden insanlarý bir araya getirerek çok harikulade bir gezi organizesini keyifle ve bir solukta izledim.

 

Asýrlýk tarihimizin, solmaz deðerlerimizin, yýkýlmaz abidelerimizin, sönmez aþk, heyecan ve ümidimizin, dinmez ezanlarýmýzýn, görkemli mabedlerimizin, akýl almaz misafirperverliðimizin, sonsuz cömertliðimizin, sýnýrsýz hoþgörümüzün, sýcak diyaloðumuzun, renkli kültür mozayiðimizin ve mükemmel dinimizin yanýnda daha sayamayacaðýmýz kadar özelliði bulunan bir devlet ve bir millet olduðumuzu bir kere daha gururla ve sevinçle izledim ve hatýrladým.

 

Program boyunca, konuþan her insanýn dilinden ziyade gözlerinin konuþtuðunu hisseder gibi oldum. Türkiye’yi gezmeyi tehlikeli bulan bu insanlar gezi sonrasý adeta beyinlerinden vurulmuþcasýna konuþuyorlardý. Türkiye her karesiyle, kültürüyle, diniyle, tarihiyle, sevgisiyle kýsaca herþeyiyle derin izler býrakmýþ Amerikalý misafirlerin üzerinde. Þimdiye kadar Türkiye’yi ve Anadolu insanýný bu kadar derinden, bu kadar samimi bu kadar yürekten anlatan insanlarla hiç karþýlaþmadým desem mübalaða etmiþ olmam. Bazýlarýnýn Türkiye’yi anlatýrken gözlerinin dolmasý bizim nasýl bir hazineye sahip olduðumuzu bir kere daha hatýrlatýr gibiydi.

 

Gezi boyunca kimi bir çocuktan, kimisi bir mekandan, bir diðeri ezandan, bir baþkasý bize göre belki çok basit bir davranýþtan ne kadar da derinden etkilenmiþler. Þahsen ben bu programý izledikten sonra bir müslüman Türk olduðum için kendimi bahtiyar hissettim ve ne bitmez ve tükenmez bir hazineye, hatta bütün dünyaya yetecek ve artacak kadar büyük ve zengin bir hazineye sahip olduðumuzu bir kere daha anladým. Fakat maalesef, kendimize ait, asýrlardýr bizi biz yapan deðerlerimizi, dinimizi, bütün insanlýk için hava kadar su kadar elzem malzemelerimizi bir türlü gerektiði gibi pazarlayamadýðýmýzý üzülerek ifade etmek istiyorum.

 

Þimdi meseleye bir baþka taraftan bakalým. Düþünün, diyaloðun bu mükemmel ve olgun meyveleriyle Türkiye’ye davet edecek kadar diyalog kurulmasaydý, dinlerine, dillerine, renklerine takýlýp kalýnsaydý, bu güzel insanlara insanlýk namýna birer gül, birer zeytin dalý uzatýlmasaydý, nereden tanýyacak, nasýl bileceklerdi onca güzelliði. Türkiye’yi hala bir çöl olarak bilecek, alfabesini hala Arap alfabesi olarak düþünecek, dinine terör dini olarak bakacak, insanýný vahþi birer insan olarak göreceklerdi. Peki diyalogla atýlan bir adým sonrasýndaki manzaraya ne demeli? Türkiye’yi sadece on gün gezmekle bu seviyeli insanlarýn herbiri bizden daha iyi Türkiye’yi anlatmayacaklar mý? Elbette ki herbiri gönüllü birer Türkiye sevdalýsý olarak, birer Türkiye elçisi olarak Türkiye’yi her mahfilde ve her fýrsatta anlatacaklardýr.

 

Programýn sonunda ise yýllardan beri Türkiye menþeli devam eden bu diyaloðun aðacýnýn köklerinin ise M. Fethullah Gülen Hocaefendi olduðunu büyük bir heyecanla ifade ediyorlar. Türkiye’de gördükleri ilgi ve alakanýn temelindeki güzelliklerin islâm dininde, Hz. Muhammed (SAV) öðretilerinde ve Fethullah Gülen Hocaefendinin yorumlarýndan kaynaklandýðýný ifade ediyorlar. Ve diyorlar ki, "Hocaefendiyi bütün dünya tanýmalý". Bir diðeri diyor ki, "Hocaefendiye sadece Türkiye’nin deðil, Ýslam aleminin deðil, Amerika’nýn deðil, bütün dünyanýn ihtiyacý var". Bir diðeri ise okullar ile ilgili bakýn ne diyor, "bu okullar bana umut veriyor, dünyaya umut veriyor ve ben bu umudun dünya devletlerinden geleceðine inanmýyorum". Bir baþkasý ise, "Türkiye hem benim ülkem için (Amerika) hem Avrupa Birliði için ve hem de bütün dünyada gelecekte büyük bir rol oynayacaktýr". Bir diðer hanýmefendi ise diyor ki "Hocaefendi Nobel’e aday gösterilmelidir". Bir diðeri "Hocaefendi bütün dünya için bir þanstýr".

 

Evet bugün dünya bir keþmekeþlik içinde, kah saða tos, kah sola tos bir yerlere doðru akýp gidiyor. Yeryüzünde kan ve gözyaþý dinmiyor. Tekniðin, teknolojinin, medeniyetin, bilimin bu denli inkiþafý hala ölümleri, açlýðý, kavgayý, savaþlarý, insanlýk dýþý her türlü faaliyet ve davranýþlarý bir türlü durduramýyor. Fethullah Gülen Hocaefendi yýllar öncesinden bütün bunlarý o engin basireti ile, o derin feraseti ile sezmiþ, hissetmiþ ve sevgi, diyalog, eðitim tohumlarýný bütün olumsuzluklara raðmen imanla, ümitle, azimle, cehdle, gayretle yýlmadan, usanmadan býkmadan ekmiþtir ve bugün o tohumlar artýk fidan oldu ve hatta aðaç olup meyveye durdu.

 

Diyalog evetle baþlar. Evet diyebilmek için de Mevlana gibi "bir ayaðým merkezde dini esaslarla baðlý, diðer ayaðým da yetmiþ küsur milletle beraber". Hz. Muhammed (ASV) ise vefatýnýn hemen öncesinde bakýn ne diyor, Size Ehl-i Kitabý, yani Hýristiyanlarý ve Yahudileri emanet ediyorum. Bizler necip bir milletin torunlarý olarak biliyor ve inanýyoruz ki, yeryüzünün en zengin, en rengin, en engin ve en evrensel sevgi ve hoþgörü kültürünün çocuklarý ve dahi mirasçýlarýyýz. Bunu açýk yüreklilikle bütün dünyaya haykýrabiliriz...

 

 

 

Halid Þener, IV. Kuvvet Medya, 09.05.2005

Link to comment
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Create New...