Adem Posted November 21, 2004 Share Posted November 21, 2004 “KENDÝMÝZE SÖYLEMEK” Bu ‘deneme'de, sonuç itibariyle kendimi de ciddi anlamda ilgilendiren bir konu üzerinde durmak istiyorum. Çünkü, uzun zamandan beri hem nefsimde müþahede ettiðim, hem de kýsmen çevremde gördüðüm bu hakikat gerçekten üzücüdür. Lise yýllarýmda ilk kez okumaya baþladýðým ‘Sözler' adlý eserin müellifinin 1. Söz'e giriþ yaptýðý paragraf, o sýralarda beni gerçekten etkilemiþti. Belki kelime kelime üzerinde durulmasý ve içerisindeki edep ve usul derslerinin bir bir ortaya çýkarýlmasý gereken bu önemli paragrafta; “Ey kardeþ! Benden birkaç nasihat istedin. Sen bir asker olduðun için, askerlik temsilâtiyle, sekiz hikâyecikler ile birkaç hakîkati nefsimle beraber dinle. Çünkü, ben nefsimi herkesten ziyâde nasihate muhtaç görüyorum. Vaktiyle sekiz âyetten istifâde ettiðim "8 Söz" ü, biraz uzunca, nefsime demiþtim. Þimdi, kýsaca ve avâm lisânýyla nefsime diyeceðim. Kim isterse beraber dinlesin.” diyordu, kendi asrýna ve sonrasýndaki tüm zamanlara bir edep ve incelik dersi veren, teblið ve irþad usulü öðreten büyük mütefekkir. Bu konuda, Onun eserlerinden ve hayatýndan daha bunun gibi yüzlerce misal bulmak elbette ki mümkündür… Þimdilerde aðýzlar baþkalarýna tavsiyelerle açýlýyor ve yine çevredekilere çeþitli tavsiye ve salýk göndermeleriyle kapanýyor. Kitaplar okunuyor ve bunlardan önemli notlar çýkarýlýyor; çýkarýlýyor ama hep ‘baþkalarý' için. ‘Ders'ler hazýrlanýyor, sohbetler planlanýyor ama hep ‘dinleyenler' için. Çünkü onlar daha muhtaç görülüyor bu hakikatlere. Çünkü onlar, bu hakikatleri görme bahtiyarlýðýna erememiþ bir kýsým zavallýlar! “Siz insanlara iyiliði emrediyor, bu arada kendi nefsinizi unutuyor musunuz.?” (Bakara, 44) müthiþ itabýnýn sahibi Yüce Beyan'dan ayetler ezberleniyor, “Senin en büyük düþmanýn iki kaþýnýn ortasýndaki nefsindir” ve “O helak oldu, bu helak oldu, deyip kendisini temize çýkaran kiþi asýl helak olandýr.” gibi sözlerin sahibi Edep Ýnsaný yüce peygamberden hadisler ezberleniyor, terdad ediliyor, peki kim için? Yine hep o ileride bizi dinleyecek olan ‘meçhul cemaat' için. Yazýlar karalanýyor, makaleler hazýrlanýyor, denemeler çiziliyor, fikirler üretiliyor, kütüphaneler taranýyor, hatta beyin fýrtýnalarý düzenleniyor, hep ama hep o ‘birileri' ve ‘baþkalarý' için. Elbette ki, kendini aþmýþ, ruhunu yüce hakikatlerle bezemiþ ve tevazu abidesi haline gelmiþ, eli öpülesi olgun gönül insanlarý bu tür noksanlýklardan fersah fersah uzak… Aslýnda, elbette böyle olmamalýydý. Öncelikle kendi nefsimizi doyurmak, bu arada varsa baþkalarýnýn ihtiyacý, ayný ziyafetten ben kendi nefsimi doyururken, ayný ma-i zülal'den ben kana kana içerken onlar da istifade etsin, edebilirler demeliydik. Çünkü bize ýþýktan bir yol gösteren, gönlümüzde meþaleler yakan, ufkumuzu aydýnlatan ruh mimarlarýnýn dünyasýnda böyle bir menfilik asla yoktu. Onlar bize, olmamýz gerekeni bütün hal ve tavýrlarýyla gösteriyorlardý. Bize yaþantýlarýyla, birer incelik ve edep dersi veriyorlardý. Peki neden böyle oluyor? Tabii ki insan, kendisini, nefsini olgunlaþmýþ/ermiþ/müntehi/vasýl olmuþ görünce olacaðý budur. Bundan dolayý insan, hep baþkalarýna, hep baþkalarýna der ve hep o masumlarý mücrim görür, nasihate muhtaç addeder ve onlarý kendisini dinlemek zorunda olan bir kýsým nadanlar, bir takým biçareler ve periþanlar olarak telakki eder. “Ben hiçbir zaman bunlarýn kitap olmasýný falan düþünmedim. Ancak bunlar, benim dýþýmdaki olaylarýn ve arkadaþlarýmýn istekleri doðrultusunda oldu, olaylar bu yönde geliþti” mahiyetinde bir sözünü hatýrladýðým Pýrlantalar Müellifi, bize her yönde olduðu gibi yazý yazmada da muazzam ölçüler vermektedir. Herhalde þöyle düþünmemiz gerekmektedir: ‘Evet yapýlacak iþler var. Anlatýlmasý gereken hakikatler var. Söylememiz gerekenler çok. Ancak ben, herkesten ziyade bu hakikatlere muhtacým. Bunlarý kendi nefsime anlatýrken de, baþkalarýný bu ziyafete ortak etmek istiyorum. Belki de buna mecburum. Çünkü biz, önümüzde bize arzedilen bu muhteþem nimetlere bir birlik halinde kavuþmak istiyoruz.' Hasýlý; 1. Söz'e giriþ yapýlan paragrafta görülmeye deðer ne dersler, ne hikmetler saklý.. Ey nefsim! Baþta sen, okuman gerekenleri kendin için oku, kendin için yaz, kendin için çiz, kendin için notlar al, kendin için, kendin için… ama bu durum seni bir türlü bencilliðe götürmesin. Ýþte bunun için, kendi nefsinin daha muhtaç olduðunu bildiðin halde, baþkalarýnýn vesilesiyle ve acizliðine binaen konduðun ziyafet sofralarýna o baþkalarýný da ortak et ve böylelikle cimrilikten kurtul. Bayram Kusursuz (herkul.org dan) Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Join the conversation
You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.