Adem Geschrieben 19. August 2004 Teilen Geschrieben 19. August 2004 15.08.2004 KUR'AN'IN ANLAÞILMASI, ESERLER VE EVRAD U EZKAR Kur'an'ýn gerçek buudlarý ile alabildiðe derin bir þekilde Risaleler'de anlatýldýðý kanaatýndayým. Ýfadelerinde hiçbir lüks yok, kitap yazma fantezisi yok. Yazdýðý her þeyi zaruret ve ihtiyaç seviyesinde görmüþ, duymuþ, hissetmiþ ve kaleme almýþ. Ýsterseniz bu düþünceyi usul-i fýkýhtaki zaruriyat, hâciyata benzetebilirsiniz. Þu müthiþ ifadelere bakýn: “Kur'ân, þu kitab-ý kebir-i kâinatýn bir tercüme-i ezeliyesi, ve âyât-ý tekviniyeyi okuyan mütenevvi dillerinin tercüman-ý ebedîsi, ve þu âlem-i gayb ve þehadet kitabýnýn müfessiri, ve zeminde ve gökte gizli esmâ-i Ýlâhiyenin mânevî hazinelerinin keþþafý, ve sutûr-u hâdisâtýn altýnda muzmer hakaikin miftahý, ve âlem-i þehadette âlem-i gaybýn lisaný, ve þu alem-i þehadet perdesi arkasýnda olan âlem-i gayb cihetinden gelen iltifâtât-ý ebediye-i rahmâniye ve hitâbât-ý ezeliye-i Sübhâniyenin hazinesi, ve þu Ýslâmiyet âlem-i mânevîsinin güneþi, temeli, hendesesi, ve avâlim-i uhreviyenin mukaddes haritasý, ve Zât ve sýfât ve esmâ ve þuûn-u Ýlâhiyenin kavl-i þârihi, tefsir-i vâzýhý, burhan-ý kâtýý, tercüman-ý sâtýý, ve bu alem-i insaniyetin mürebbîsi, ve insaniyet-i kübrâ olan Ýslâmiyetin mâ ve ziyasý, ve nev-i beþerin hikmet-i hakikiyesi, ve insaniyeti saadete sevk eden hakikî mürþidi ve hâdîsi, ve insana hem bir kitab-ý þeriat, hem bir kitab-ý dua, hem bir kitab-ý hikmet, hem bir kitab-ý ubudiyet, hem bir kitab-ý emir ve davet, hem bir kitab-ý zikir, hem bir kitab-ý fikir, hem bütün insanýn bütün hâcât-ý mâneviyesine merci olacak çok kitaplarý tazammun eden tek, câmi bir kitab-ý mukaddestir. Hem bütün evliya ve sýddýkîn ve urefâ ve muhakkýkînin muhtelif meþreplerine ve ayrý ayrý mesleklerine, herbirindeki meþrebin mezâkýna lâyýk ve o meþrebi tenvir edecek ve herbir mesleðin mesâkýna muvafýk ve onu tasvir edecek birer risale ibraz eden mukaddes bir kütüphane hükmünde bir kitab-ý semâvîdir." Benim Kur'an'a aþina olmam, öðrenmem, okumam, ezberlemem çocukluk yýllarýnda anne babamýn vesilesiyle olmuþtur. Bununla beraber onu hakiki manada bana duyuran, benim nazarýmda yücelten ve tek kelime ile sevdiren Bediüzzaman'ýn eserleri olmuþtur. Efendimize de aþýktým ben küçüklüðümde. Bir keresinde babam bana “Gece yatmadan önce 1000 defa Kureyþ suresini okursan, rüyanda Efendimizi görürsün.” demiþti ve ben hiç tereddüt etmeden o gece 1000 defa Kureyþ suresini okudum. Ama ne zaman ki eserlerde Efendimiz'i anlatan yerleri okudum, Allah Rasülü (sallallahu aleyhi vesellem) gözümde bir baþka göründü ve onu daha bir baþka sevdim. Kanaat-i acizanemce herkes, her gün hem Kur'an'la hem onu çaðýmýz insanýnýn ihtiyacýný karþýlayacak þekilde yorumlayan Risaleler'le ciddi meþgul olmalý. Ayrýca herkesin her gün hiç aksatmadan okuyacaðý bir hizbi bulunmalý. Sadece bunlarla da yetinmemeli. Üstad 15 günde bir üç ciltlik Mecmuatu'l-Ahzab'ý bitiriyormuþ. Evradda monotonluktan, ülfet ve ünsiyetten kurtulmak için çeþitlilik önemlidir. Yakýnlarda bu üç ciltlik dua mecmuasýndan alýnan bazý cami (kapsamlý) dualar bir cilt halinde tekrar basýlacak. Keþke herkes aksatmadan okusa. Hazreti Ali'nin ömrü boyunca günlük evradýný hiç aksatmadýðý söylenir. Ona sormuþlar: “Nehrivan'da da mý?” “Evet, Nehrivan gecesinde bile!” demiþ. Benim rahmetli validem de sabahtan akþama kadar Büyük Cevþen'i bitirirdi de bana "Baþka okuyacaðým bir þey var mý?" diye sorardý. Evrad u ezkarda bu ciddiyet olursa kim bilir gün gelir büyük zatlarýn duyduðu þeyleri duyarsýnýz? Ýmam Þâzelî, Ahmed Bedevî gibi zatlar namazda “Sübhane rabbiye'l-azim” dedikleri zaman bütün zerrat-ý kainatý mülahazaya alarak söyleme seviyesine çýkmýþlardý. Adeta bütün kainat onlarýn dilleri ile tesbihat yapýyor gibi bir his bu. Nitekim Üstad'ýn yakýn talebelerinden bazýlarýna yýllar ve yýllar sonra “Kardeþim! Ben de Hasan Þâzelî gibi kainatýn her bir zerresinin tesbihatýný duyabiliyorum artýk.” dediði nakledilir. Fakat bu gayret ve mücahedeye baðlýdýr. Allah'a tam teveccühe baðlýdýr. Allah Rasulü (sallallahu aleyhi vesellem) bir sahabiye bir gün "Ýmanýn hakikati nedir?" diye soruyor. Sahabi hiç tereddüt etmeden “Ben kendimi her gün Cennet ve Cehennemi müþahede ediyor gibi, mele-i âlânýn sakinleriyle beraber olur gibi hissediyorum.” diye cevap veriyor. Efendimiz'in (sallallahu aleyhi vesellem) bu sahabiye verdiði karþýlýk þudur: “Sen gerçekten inanmýþsýn.” Evet, herkes ama özellikle turnikeye önce girenler Cenab-ý Hakk'ýn geçmiþte kendilerine ihsan ettiði nimet-i sabýka adýna evrad u ezkar hayatlarýna çeki düzen vermeliler, bir disiplin getirmeliler. Kaldý ki bu, kulun Allah'la, Allah'ýn kuluyla olan münasebeti adýna bir ölçüdür. Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Adem Geschrieben 19. August 2004 Autor Teilen Geschrieben 19. August 2004 Arkadaslar türkce karakterleri okuyabilmek icin. Farenin sag dügmesine tiklayip Codierung sonra Türkce (windows) a basin. Adem Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.