Jump to content
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Recommended Posts

Madde nedir? Onu nasýl anlamamýz ve nasýl deðerlendirmemiz gerekir?

Maddenin en yaygýn tarifi; “uzayda yer kaplayan, bölünüp parçalanabilen, tartýlabilen ve duyu organlarýyla idrak edilebilen þeyler”, þeklindedir. Madde hakkýnda asrýmýzýn fizik alimlerinin yaptýklarý bir baþka tarif de þöyledir: “Madde, enerjinin kesifleþmiþ þeklidir.”

 

Eskiden, bir kýsým insanlar putlara taparlardý. Þimdi ise putlarýn maddesine tapýyorlar. Bu yeni putperestlere materyalist deniliyor. Ama arada önemli bir fark var: Puta tapanlar onu Ýlâh biliyor ve ona karþý kendi akýllarýnca, yahut dedelerine uyarak bir takým mükellefiyetler ihdas ediyor ve onlarý yerine getirmeye hassasiyetle çalýþýyorlardý. Maddecilerde, materyalistlerde ise maddeye tapma, sorumluluktan kaçmaya dayanýyor. Çünkü maddeye karþý hiçbir sorumluluk altýna girmiþ olmuyorlar.

 

Çok iyi biliyorlar ki, madde bize hizmet ediyor. Bedenimiz ruhumuzun emrinde. Ve madde ancak bedenimiz için söz konusu. Ruhun maddeye tapmasý, bir insanýn kendi evine tapmasý gibi bir þey. Böyle bir saçmalýðý vicdanlarý kabul etmediðinden inançsýz ve sorumsuz yaþama yolunu tutuyorlar. Bu yol ise nefsin hoþuna gidiyor.

 

Nur Külliyatýnda maddenin özellikleri sýralanýr ve her biri için güzel açýklamalar yapýlarak, dikkatler maddenin yaratýcýsýna çevrilir. Bunlardan birisinde þöyle buyrulur:

 

“Bilmüþahede madde, mahdum deðil ki her þey ona irca’ edilsin. Belki hâdimdir, bir hakikatýn tekemmülüne hizmet eder. O hakikat, hayattýr. O hakikatýn esasý da ruhtur.” Sözler

 

Maddenin hayata hizmet ettiðinden kimsenin þüphesi yok. Kendi hayatýmýzda bunun nice misâllerini görüyor, görmekten öte bizzat yaþýyoruz. En basitinden, ellerimiz kalemi tutuyorsa, ruhumuzun isteðine uyarak tutuyor. Ruh ve ondaki hayat sýfatý “efendi” makamýnda, madde ise “hizmetçi”. Yani mahdum olan, kendisine hizmet edilen hayattýr, ruhtur. Hadim, yani hizmet eden ise beden. O halde ruh ve ona baðlý bütün fonksiyonlar bu hizmetçiye verilemez ve onunla izah edilemez. Aksi halde, her biri diðerinden saçma, bir çok batýl fikirleri kabul etmemiz gerekir.

 

Namaza giden bir insan düþününüz. Namazýn Ýlâhî bir emir olduðunu ve bu emre uyulmasý gerektiðini bilen ruhtur. Ve ayaklar, ruhun emrine uyarak, caminin yolunu tutar. Aksi olsa, iman ve marifeti, ibadet etme þuurunu bedene vermek, ondan bilmek gerekir. Yani, “Beden iman etmiþtir, beden camiye gitmek istemiþtir, beden namaz kýlmýþ, dua etmiþ ve niyazda bulunmuþtur.” gibi nice akýl dýþý iddialarý kabul etmek gerekir.

 

Bedenimiz kâinatýn maddesinden bir özet, ruhumuz ise ondaki her çeþit hayata bir misâl. Bu kâinat, mesela, bir meyve aðacýnýn imdadýna koþturuluyorsa, bunu madde ile izah etmeye kalkýþtýðýmýzda, “rýzk” mânâsýný, “açlýk” mânâsýný, “rahmet” ve “merhamet” mânâlarýný kâinatýn maddesine vermemiz gerekecektir. Buna ihtimal vermeyen salim ve müstakim akýllar, bu madde âlemini hayata hizmet ettiren Allah’ý tanýr ve bütün bu iþleri Onun rahmetinden, ihsanýndan, kereminden bilirler.

 

Böylece hizmetçiye, hizmeti kadar deðer verir ve nazarlarýný Onu hizmet ettirene çevirirler. Þükürlerini Ona verirler, ibadetlerini Ona yaparlar. Gerçeði bu þekilde tespit etmeyen ve doðruyu bulamayan insanlar, her þeyi madde ile açýklamaya kalkýþýr, hayatý, ruhu, his âlemini ve duygularý madde ile açýklamak için hayli zorlanýrlar. Görmeyen maddeye göz takmaya çalýþýrlar. Ýþitmelerini madde ile açýklamak için maddeye kulak takarlar. Sevgilerini, endiþelerini, meraklarýný, þefkatlerini, korkularýný ve daha nice hislerini maddeye vermekle mahiyet itibariyle eþsiz bir komedi, ama insanlýk adýna korkunç bir trajedi sergilerler.

 

Bunlarýn hâli Nur Külliyatýnda þöyle nazara verilir:

 

“Her þeyi maddede arayanlarýn akýllarý gözlerindedir, göz ise maneviyatta kördür.” ( Mektubat )

 

Aklý baþýnda her insan kabul eder ki, ilim eserden öncedir. Sanatkârlýk da sanat eserinden önce. Bir cümle, önce zihinde þekillenir de sonra kâðýda dökülür. O cümleyi okuyan her insan hemen anlar ki, bu cümle, yazýlmadan önce birinin ilminde þekillenmiþti ve onun irade ve kudretiyle bu kâðýda döküldü. Bunu anlayabilecek kadar bir akla sahip olan herkes, þu kâinat kitabýndaki bütün yazýlarýn, Ýlâhî ilimde þekillendiðini ve Ýlâhî kudretle yaratýldýðýný, yazýldýðýný hemen anlar. Ýþte bu yazma sýrasýnda madde istimal edilir. Yoksa, madde o yazýdaki mânâlarý önceden bilemez ki, ona göre þekil alsýn ve cümleler öylece vücut bulsunlar.

 

Bir irfan ehli þöyle diyor:“Madem ki madde enerjiye dönüþüyor, ‘her þey aslýna rücu eder’ kaidesince maddenin aslýnýn da enerji olduðunu söyleyebiliriz.”

 

Günümüzde fizik ilmi bu gerçeði keþfetmiþ bulunuyor:“Madde, uzayda (mekanda) yer tutan; eni, boyu ve yüksekliði olan, zaman boyutuna baðlý ve tartýlabilen þeye denir. Bir cismin ihtiva ettiði madde miktarýna kütle denir. Bir cismin kütlesi yerde 1 kg. ise, Ayda ve gezegenlerde de yine 1 kg. dýr.

 

Maddeyi enerji, enerjiyi de kuantlar oluþturur. Madde, çok yoðun enerji, enerji de çok seyrek (seyreltilmiþ) maddedir. Madde ve enerjinin temel yapýsý, kuantla tanýmlanýr. Kuant enerjinin en küçük miktarý, yani en küçük enerji birimidir. Kuantýn sözlük anlamý da, miktar, birim, sayým demektir. Buradan hareketle, maddenin enerjiye, enerjinin de maddeye dönüþebileceðini söyleyebiliriz. Ve kuantlar için, ‘maddenin temeli olan enerji birimleri’ diyebiliriz.

 

Iþýk, ýþýnlardan oluþur. Bu ýþýnlar da tespih taneleri gibi ardada dizilen fotonlardan (kuantlardan) meydana gelir. Yani, ýþýðýn en küçük enerji birimi, fotondur.

 

Madde, enerjiye dönüþtüðünde elde edilen bu enerjiyle çok büyük iþler baþarýlabilir. Meselâ, beþ harfli bir tek kelimeyi yazmak için kullanýlan mürekkep enerjiye çevrilebilse, bu enerji ile on tonluk bir yükü bir kilometre havaya fýrlatmak mümkün olabilecektir.

 

Enerji ortadan kalkarsa madde ortaya çýkar. Madde yok edildiðinde ise enerji meydana gelir. Nükleer fizikte verilen reaksiyonlarda þunu görebiliriz: Birbirinin antimaddeleri olan bir elektronla (madde) bir pozitron (madde) bir araya getirildiðinde, çok kýsa bir süre içinde, bunlar birbirinin etrafýnda dönerek pozitranyum atomunu (madde) kurarlar. Fakat, saniyenin on milyonda biri kadar olan bu kýsa sürenin sonunda, her ikisi de madde âleminden çýkar ve yerlerini enerjiye terk ederler.”

 

Biz bu enerjiyi Ýlâhî kudretin bir tecellisi biliyor ve bu âlemdeki her þeyin sadece sonsuz bir kudretle deðil, yine sonsuz bir ilimle, mutlak bir iradeyle vücut bulduðuna inanýyoruz.

 

 

Alaaddin Baþar (Prof.Dr.)

Link to comment
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Create New...